Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3702 E. 2014/21583 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3702
KARAR NO : 2014/21583
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Antalya 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2013
NUMARASI : 2012/634-2013/506

Davacı, kurum işleminin iptaline, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, eski eşi ile yeniden evlenen davacının aldığı ölüm aylıklarının, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca yersiz ödeme olarak kabul edilerek, faizi ile iadesine ilişkin kurum işleminin iptali ile davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 29/05/2006 tarihinde temyizden feregat ile kesinleşen ilam ile eski eşinden boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, 2006 yılında ölen babasından dolayı 15/06/2006 tarihinde ölüm aylığı bağlandığı, 08/07/2011 tarihinde ise davacının, eski eşi ile yeniden evlendiği anlaşılmış, davalı Kurum tarafından davacının eski eşi ile evlenmesi üzerine re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 31/01/2012 tarihli kontrol memuru raporunda, davacının sisteme kayıtlı olan “Y. Mah. … Sok. No:..A.” adresi çevresinde yapılan araştırmada, davacının, eski eşi ve çocukları ile belirtilen adreste birlikte yaşadığı tespit edilmiş, apartman sakinleri ile 23/11/2011 tarihinde yapılan görüşmelerde, 10 numaralı dairede oturan 60 yaşlarındaki erkek şahıs; 8 numaralı dairede oturan ve ismini vermek istemeyen yaşlı kadın ile binanın altındaki kahvehaneyi işleten ve 8 numaralı dairenin mülk sahibi olan kişinin, davacı ve eşi Murat’ın 2 yıldır apartmanda birlikte yaşadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davacı ve eski eşine ait adres hareketleri incelendiğinde, yeniden evlendikleri tarihe kadar farklı adreslerde kayıtlı göründükleri belirlenmiş, Mahkemesince dinlenen davacı tanıkları, davacı ve boşandığı eşinin, yeniden evlenene kadar ayrı yaşadıklarını beyan ettikleri; raporu düzenleyen kontrol memurlarının ise tutanağın içeriğini doğrulayarak, apartman sakinlerinin imzadan imtina etmesi üzerine, sözlü beyanlarını tutanağa geçirerek Kuruma bildirdiklerini ifade ettikleri görülmüştür. Kontrol memuru raporunda beyanı alınan 8 nolu dairenin ve binanın altındaki kahvehanenin sahibi A.K. ve eşi tanık Ü. K. önceki beyanlarını haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, davacının eşini son 1 yıldır gördüklerini, öncesinde davacının tek başına yaşadığını, denetmenler geldiği tarihte davacının eşini tanımadıklarını, denetmenlere de bunları söylediklerini beyan etmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru tarafından yapılan çevre araştırmasında sonucu beyanı alınan apartman sakinlerinin davacı ve eşinin boşandığından ve yeniden evlendiğinden haberdar olmamaları, tutanağın düzenlendiği 23/11/2011 tarihi itibari ile 2 yıldır belirtilen adreste birlikte yaşadıklarını beyan etmeleri, kontrol memurlarının tutanağın içeriğni doğrulamaları, davacının eski eşi ile yeniden evlenmesinin, eylemli birlikte yaşamın varlığı yönünde kuvvetli delil teşkil etmesi, bilgisi alınan apartman sakinleri arasında olan A. K. ve Ü.K.’ın önceki beyanlarını haklı nedene dayanmaksızın değiştirdikleri anlaşıldığından, mahkeme huzurunda alınan tanıklık beyanlarının hükme esas alınamayacağı hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.