Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3699 E. 2014/9260 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3699
KARAR NO : 2014/9260
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, çalıştığı yıllar itibariyle tüm gün çalışma suretiyle aylık bazda 30’ar gün olarak çalıştığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalıların ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1984 – 2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işyerine giriş tarihinin 02.10.1985 olduğuna ve 1986 – 2008 yılları arasında bildirilmeyen süreler dönem dönem belirtilmek suretiyle hükümde yazılı şekilde tespite karar verilmiştir.
Dava konusu olayda; Mahkemece 12.06.2012 tarihinde, “davanın kabulü ile davacının davalı işverene bağlı olarak, hizmet akdi ile ve 03.11.1986 – 09.05.2008 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, bu kararın davalılar vekillerince temyiz edildiği, Dairemiz tarafından 10.10.2012 tarihli ilam ile eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile hükmün bozulduğu görülmüştür.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. …nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.,
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde Yargıtay’ın temyiz eden tarafın yararına olarak verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme artık, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Buna da “aleyhe hüküm verme yasağı” denir.
Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
Somut olayda, davacının hizmet tespiti istemi ile ilgili olarak, mahkemece davacının 03.11.1986 tarihinden itibaren hizmetinin tespitine karar verilmiş, kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, araştırmanın genişletilmesi gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilerek araştırma genişletilmiş ve yeni kurulan hükümde davacının davalı işyerine giriş tarihinin 02.10.1985 olduğuna karar verilmiştir.
Bozmadan önce verilen mahkeme kararında, davacının davalı işverene bağlı olarak, hizmet akdi ile ve 03.11.1986 tarihinden itibaren çalıştığı kabul edilmiş ve kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması karşısında davalı yararına “usulü kazanılmış hak” doğmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş olması nedeniyle davalıların daha aleyhine olan bir hüküm kurulmaması gerekmektedir. Buna göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendindeki, “davalı işyerine giriş tarihinin 02/10/1985 olduğunun ve” rakam ve sözcüklerinin silinmesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.