YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3578
KARAR NO : 2014/7011
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2012
NUMARASI : 2010/759-2012/81
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 07.06.1999 tarihinden itibaren her yıl sezon sonunda verilen 3-3,5 aylık ara dışında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin 05.10.1990 tarihinden itibaren kanun kapsamında olduğu, davacının davalı işyerinden 07.06.1999 tarihinden itibaren 30.10.2010 tarihine kadar otuz günün altında hizmetinin bildirildiği, dönem bordrolarının ve 2007-2010 yılına ilişkin ücret bordrolarının getirtildiği, dosyadaki ücret bordrolarında davacının imzasının bulunduğu ve imzalara itirazının da olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından 2007 yılından 2010 yılına kadar olan dönemi kapsayan ücret bordroları ibraz edilmiş, 2002-2007 yıllarına ilişkin ücret bordroları ise başka bir dava dosyasının içinde bulunduğundan ibraz edilememiştir. Dosyadaki bordroların çoğunluğunun imzalı olduğu görülmüştür. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan süreler yönünden ret kararı vermek gerekmektedir.
Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamına ilişkin diğer dava dosyalarındaki ücret bordroları da getirtilerek, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde ise dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurarak, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirtip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, ayrıca davacının hangi tarihe kadar çalıştığını beyan etmediği anlaşıldığından talebinin dava tarihi itibariyle sınırlı olacağını göz önüne alarak, ancak 27.10.2010 olan dava tarihine kadar çalıştığının tespitine karar verilebileceğinden davacının talebini aşmadan, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı A. Blok – Tuğla Kiremit San Ve Tic. Ltd.Şti’ye iadesine
07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.