Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3555 E. 2014/10880 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3555
KARAR NO : 2014/10880
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara Batı İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/404-2013/328

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan S. P. Akrilik Dekorasyon ve İnş. Tic. Ltd. Şti. Ve A. K. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar S. P.Akrilik Dek. Inş. Tic. Ltd. Şti. ve A.. K.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacılar vekili tarafından dava konusu olan maddi tazminat miktarı 23.04.2013 havale tarihli ıslah dilekçesiyle artırılmış ve ıslahen artırılmış miktar gözetilerek maddi tazminata karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, bozma sonrasında davanın ıslahının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi, İçtihadı Birleştirme Kararları, konularıyla sınırlı, gerekçesi ile yol gösterici ve sonucu ile de bağlayıcıdır. İçtihadı Birleştirme Kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar ( Yargıtay Kanunu Mad. 45 ). 04/02/1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, hüküm bozulduktan sonra ıslah yolundan faydalanmanın mümkün olamayacağı kabul edilmiştir. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararının tam metni okunduğunda, “görüşmeler sırasında, usul
bozması sonrası ıslahın yapılabileceği öne sürülmüş ve oylama yapılırken bu ayrıma göre yapılması teklif edilmiş ise de, bu görüş ve teklife itibar edilmeyerek, bozma sonrası ıslahın yapılıp yapılamayacağı oylanmış ve müktesebi hakların ihlal edilebileceği benimsenerek bozma sonrası ıslah yolundan faydalanmak mümkün değildir” denilmiştir.
Yine Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesinde İçtihadı Birleştirme Kararlarının nasıl değiştirilebileceği açıkça düzenlenmiştir. Gerektiğinde bu yol izlenerek günümüz ihtiyaçları karşısında yetersiz kalan İçtihadı Birleştirme Kararları değiştirilebilir. Bu açık yasal düzenlemeler karşısında İçtihadı Birleştirme Kararlarına şu veya bu gerekçelerle uyulmaması hukuk güvenliğini sarsacağı gibi hakiminde sorumluluğunu gerektirebileceği gözardı edilmemelidir.
Bozma sonrası fazlaya ilişkin saklı tutulan haklar ancak ek dava ile talep edilebilir. Ek dava ise başlı başına bağımsız bir dava olup, yargı kararlarında da benimsendiği gibi mahkemece davaların birleştirilmesi durumunda ek davayla ilgili ayrı bir hüküm kurulmalıdır. Bunun sonucu olarakta, ek dava ile ilgili yargılama giderleri ayrı bir başlık altında gösterilmelidir.
Somut olayda, davacılar vekilinin bozma sonrası talebi açıkça davanın ıslah edilmesi niteliğindedir. Kaldı ki, başvurma harcı yatırılmadığından ek dava niteliğinde de değildir.
Bozma sonrası davacılar vekilinin amacı davayı ıslah etmektir. Dilekçesinde de bunu açıkça belirtmiştir. Zaten mahkemece de bu talep ıslah olarak kabul edilmiş ve ıslah hükümlerine göre hüküm oluşturulmuştur. Yani ıslah dilekçesi ile ilgili ek dava gibi hüküm kurulmamıştır. Oysa, yukarıda belirtildiği gibi 04/02/1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozma sonrası ıslah mümkün olmadığından mahkemece ıslah dilekçesindeki talepler yönünden dava dinlenemez.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar S. P.Akrilik Dek. Inş. Tic. Ltd. Şti. Ve A.. K.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.