Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3252 E. 2014/28376 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3252
KARAR NO : 2014/28376
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2013
NUMARASI : 2013/564-2013/1779

Davacı, Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre sigorta başlangıç tarihinin 29/12/1987 olduğunun tespiti ile Bağ-Kur kapsamında yapılan borçlanma işleminin 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesine, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının sigorta başlangıç tarihinin 29/12/1987 olduğunun tespiti ile Bağ-Kur kapsamında yapılan borçlanma işleminin 5510 Sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve borçlanmayı ödediği tarihte yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde dava tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 02/12/2013 tarihli celsede davacının Almanya’daki ilk sigortalılık kaydı olan 29/12/1987 tarihinin Türkiye”de ilk sigorta kaydı olarak tespit edilmesini talep ettiklerini, diğer taleplerini atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihinin 29/12/1987 tarihi olduğunun tespitine, diğer taleplerin reddine, karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinin 29/12/1987 olduğunun tespitine karar verilmesi doğru ise de dava dilekçesinde yer alan diğer taleplerin atiye bırakıldığının bildirilmesine rağmen bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken diğer taleplerin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, atiye bırakılan talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.