Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3222 E. 2014/11282 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3222
KARAR NO : 2014/11282
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2009/849-2012/1559

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde eksik gösterilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamındaki belgelere uygun bulunmamaktadır.
Mahkemece, duruşmanın 14/11/2012 günlü oturumunda tefhim edilen hüküm sonucu, gerekçeli kararın hüküm sonucu kısmında aynen tekrarlanmış ise de, hüküm sonucu ile gerekçe bölümünün birbiriyle çeliştiği ve hükmün infazında tereddüt oluşturacak nitelikte olduğu görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda, mahkemece kısa kararda 01/08/2001-30/10/2009 tarihleri arası davacının davalı nezdinde fiilen çalıştığının tespitine karar verildiği halde, kararın gerekçe bölümünde bu tarihler arasında 10 günlük eksik süre bulunduğunun belirtildiği, ayrıca 10 günlük bu eksik sürelerin hangi tarihler arasında geçtiğinin belirtilmediği, dolayısıyla bu durumun hem gerekçe ile kısa karar arasında çelişki hem de hükmün infazında tereddüt oluşturduğu görülmektedir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar (hüküm sonucu), esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm sonucu ve gerekçe bölümünün bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 14/11/2012 günlü oturumda tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın gerekçe bölümünün aykırı ve ayrıca hükmün infazında tereddüt oluşturacak mahiyette olduğu duruşma tutanağı ve gerekçeli kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya ve davalılardan A. K. San Tic Ltd. Şti.’ne iadesine 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.