Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3210 E. 2014/6218 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3210
KARAR NO : 2014/6218
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

MAHKEMESİ : Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2012
NUMARASI : 2010/377-2012/56

Davacı, işe giriş tarihinin 15/07/1984 olduğunun ve 2 aylık çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15.7.1984 tarihinden itibaren 2 ay süre ile davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istem gibi davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı, uğramadığı takdirde davacının çalışmalarının yöntemince kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi gereğince; yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, yönetmelikle tespit edilen belgelerin verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği açıktır. Yerleşik Yargıtay görüşü; birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır.
Dosya içeriğinden; davalı işveren tarafından davacı adına düzenlenen 15.6.1987 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği ve 1987/2. dönemine ait 15 günlük çalışmasının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, davalı işyerinde başkaca çalışmasının olmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde çalıştığını iddia ettiği 1984 yılına ilişkin iki aylık süre dışında kurum kayıtlarında gözüken çalışmasının 1987/2. dönemine ilişkin olduğu, bu durumda davacının çalışmasının kesintiye uğradığı sabit olmakla, davacının çalıştığını iddia ettiği hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açılmadığından, hak düşürücü süreye uğrayan talebe ilişkin davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının talebinini hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar vermekten ibarettir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.