Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3152 E. 2014/20643 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3152
KARAR NO : 2014/20643
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2005/779-2013/1012

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 234.443.72 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/10/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat F. Y. S. ile karşı taraf vekili C. S. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 19.04.200 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 39,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacının 07.10.2005 tarihli kısmi dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL maddi tazminat istemli olarak dava açtığı ve bilahare, 02.10.2013 tarihli dilekçesi ile başvurma ve peşin harç yatırılmak suretiyle maddi tazminata ilişkin istemini ıslah suretiyle artırdığı, ve ayrıca dava dilekçesinde yer almayan manevi tazminat isteminde bulunduğu, ıslah yoluyla artırılan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine karşı davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı def-inin ileri sürüldüğü, başvurma ve peşin harç yatırılmak suretiyle yapılan ıslah dilekçesindeki istemin birleştirme talepli yeni bir dava niteliğinde bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda sol gözünde görme kaybı ortaya çıkan davacıya en son 19.07.2000 tarihli raporla 1 hafta istirahati sonrasında iş başı kararı verildiği 27.07.2000 tarihinde sürekli iş göremez duruma girdiği ve bu tarihten geçerli olmak üzere sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, davacı bakımından değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı ve en geç anılan rapor tarihinde zararın öğrenildiği ortadadır.
Davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü, maddi tazminata ilişkin istem sonucunun artırılması ve manevi tazminat istemine ilişkin talepleri yeni bir dava niteliğindedir. O halde ıslah dilekçesiyle artırılan maddi tazminat ile bu dilekçe ile dava konusu yapılan manevi tazminata ilişkin talep için yeni bir dava da ileri sürülmesi gereken tüm itiraz ve defi-ilerin ileri sürülmesi mümkündür. Hal böyle olunca, davacı tarafından 03.10.2013 tarihinde maddi tazminattın ıslahen artırılması ve manevi tazminat isteminde bulunulması üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i nin kabul edilerek ıslahen artırılan miktara ilişkin maddi tazminat talebi ile bu dilekçe ile dava konusu yapılan manevi tazminat ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, maluliyet oranının kesin olarak öğrenildiği tarihten itibaren zaman aşımının işlemeye başlayacağının kabulü ile ıslahen artırılan miktarı da kapsar biçimde maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle zaman aşımının başlangıcında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 1.100.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.