Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3151 E. 2014/9959 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3151
KARAR NO : 2014/9959
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2013/10-2013/232

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi arafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin davacının maluliyeti bulunmadığından reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazimnatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İş kazası nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin-uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı sigortalının 06.11.2004 tarihli iş kazası sonucunda yaralandığı, olayın SGK tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, SGK Maluliyet Daire Başkanlığı’nın raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının % 50 olduğunun ve iki yıl sonra kontrol muayenesinin gerektiğinin belirtildiği, SGK Yüksek Sağlık Kurulu Başkanlığı’nın raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının % 50 olduğunun ve iki yıl sonra kontrol muayenesinin gerektiğinin belirtildiği, davacının kaza tarihinden önce sol el bileğinden ameliyat edildiğine ve rahatsızlıkları bulunduğuna dair hastane ve tedavi evraklarının celp edilmesinden sonra davacı sigortalının kaza tarihinden önceki rahatsızlığının meslekte kazanma gücüne etkisi ile iş kazası sonucu oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespit edilmesi için alınan Adli 3. İhtisas Dairesi’nin 31.10.2012 tarihli raporunda davacının kaza öncesi bildirilen arızasına göre sürekli iş göremezlik oranının % 15 olduğu, 06.11.2004 tarihli iş kazası sonucu meydana gelen arızasının iyileşmiş olduğu ve sürekli iş göremezlik oranı bulunmadığının belirtilmesi nedeniyle, sürekli işgöremezlik oranına ilişkin düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin(SGK raporlarındaki kontrol muyane sonucu da sorularak) Adli Tıp Genel Kurulundan davacının kaza tarihindeki önceki rahatsızlığı da değerlendirilmek suretiyle alınacak raporla giderilmesi ile dava konuzu iş kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranı kesinleştikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuksal olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 06.05..2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.