YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3017
KARAR NO : 2014/10719
KARAR TARİHİ : 13.05.2014
MAHKEMESİ : Bursa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/170-2013/784
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik oranında meydana gelen fark nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi ile 17.785,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 08.01.2008 tarihli zararlandırıcı olayın Kurumca iş kazası kabul edildiği, SGK Maluliyet Daire Başkanlığı’nın tespit kararında davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 13 olduğunun, 06.09.2012 tarihli karar ile de sürekli iş göremezlik oranın artma kaydıyla % 24’e yükseldiğinin belirtildiği, Bursa 2. İş Mahkemesi’nin 2008/276 esas sayılı ve onanarak kesinleşen maddi ve manevi tazminat davasında % 13 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden hesaplanan 13.822,60 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği, kesinleşen dosyada alınan bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelemsinde davalı işverenin % 80, davacı sigortalının % 20 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı şirkete ait iş yerinde pres makinasında çalışan davacı sigortalının sağ elinin pres kalıpları arasında kalması sonucu işaret parmağının kopması, avuç içinin ve orta parmağının yaralanması şeklinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremezlik oranının % 13’ten % 24’e yükselmesine neden olan sebepler ile davacının tedavisini aksatması, başka işyerlerinde çalışması veya başkaca nedenlerle bu hususta bir kusurunun olup olmadığının araştırılarak, gerektiğinde doktor bilirkişiden rapor alınmak suretiyle çıkacak sonucua göre maddi ve manevi tazminat istemlerinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Kabule göre de,
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi fizik (maddi) kişilik değerlerinin, yani yaşama hakkı ile vucüt bütünlüğünün ihlalinden doğan hallerde manevi zararın tazmini düzenlenmiştir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda uğranılan fiziki kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olup zarar gören tarafından takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için bir defada istenilmesi gerekir. Birden fazla bölümler halinde istenemez. Başka bir anlatımla, üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi, yeniden dava konusu yapılarak miktarının artırılması olanağı yoktur. Yargıtay Genel Kurulunun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 sayılı ve 13.10.1999 gün ve 1999/21 684-818 sayılı Kararları da bu yöndedir.
Ne var ki; kişide olay anında meydana gelen cismani zararın zaman içinde gelişerek artış göstermesi nedeniyle ortaya çıkan fark için olay tarihinden sonra oluşan manevi zararın ayrıca istenebilmesi mümkündür.
Yapılacak iş, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 13 iken, gelişme ve artış göstererek % 24’e yükseldiği dikkate alınarak, oluşan fark maluliyet oranı ve kusur durumuna göre davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinden ibarettir.
4-Öte yandan, iş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.
Somut olayda, davacı sigortalının sürekli iş grömezlik oranındaki artışın 06.09.2012 tarihinde meydana geldiği dikkate alınarak, hüküm altına alınan tazminatlara fazin maluliyet artış tarihinden itibaren uygulanması gerekirken, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yukarıdaki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.