Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/26659 E. 2015/19469 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26659
KARAR NO : 2015/19469
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 14/08/2014
NUMARASI : 2011/572-2014/416

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1985 yılının 1. döneminde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 1985 yılı ile 2000 yılları arasında davalı işyerinde fidan dikim ve çapa işinde mevsimlik olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 13/05/1985 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 08/04/1985 tarihinde ait 10909 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, söz konusu işe giriş bildirgesine göre 08/04/1985 tarihinde 1 günlük hizmet bildiriminin yapıldığı, dönem bordrolarının getirtildiği, davacı tanıklarının ve bordro tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
…/…

Somut olayda, davacı tanıkları davalı işyerinde davacı ile birlikte fidan dikimi işinde çalıştıklarını bildirmiş olup bu tanıkların gerçekten dava konusu dönemde davalı işyerinde çalışıp çalışmadıkları araştırılmadan ve davalı işyerinde çalışan kişi sayısının fazla olduğu ve davacıyı tanıyabilecek kişilerin resen tespit edilmesinin zor olduğu gözetilmeden bordro tanıklarının çalışmayı doğrulamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının çalışmasını doğrulayan davacı tanıklarının hizmet cetvellerini de dosya arasına alarak gerçekten davacı ile birlikte davalı işyerinde çalışıp çalışmadıklarını belirlemek, davacının da beyanlarına başvurarak dönem bordrolarından davacıyı tanıyan bordro tanıklarını tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının yaptığı işin ne olduğunu, mevsimlik çalışmanın hangi aylarda yapıldığını, davacının hangi tarihler arasında çalıştığını tespit etmek, dinlenen tanıkların hizmet cetvellerini de dosya arasına alarak çalışmalarının dava konusu dönemde devam edip etmediğini belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.