Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/263 E. 2014/27756 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/263
KARAR NO : 2014/27756
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : Alanya İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/149-2013/340

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı Sosyal Güvenlik Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı SGK’nun tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
Dava, davacının 2005 yılı hariç, 18.08.2003-17.11.2008 tarihleri arası davalı işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacıya ait hizmet cetvelinde davalı işyerince 18.08.2003 tarihinden itibaren 123 gün, 22.08.2007 tarihinden itibaren 68 gün, 23.05.2008 tarihinden itibaren 168 gün, dava dışı işyerlerince ise 23.07.2005 tariihinden itibaren 9 gün ,22.08.2007 tarihinden itibaren ise 1 gün hizmet bildiriminde bulunulduğu, bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece davacının 2005 yılı öncesine ilişkin hizmet tespiti talebi hak düşürücü süre nedeniyle red edilmiş ise de; davacının talebi 18.08.2003 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadarki hizmet tespiti olduğuna göre ve de anılan tarihten itibaren 123 günlük süre kayıtlarda hizmet olarak gözüktüğüne göre, bu süre dışlanarak ileriye doğru arta kalan sürelerin tesptine karar verilebilecektir. Hak düşürücü süre geçmemiştir. Hizmet tespitine ilişkin davalardaki yöntem izlenerek bu dönem için de işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davalı işyerine ait 18.08.2003-31.12.2004 tarihlerini kapsayan dönem bordro tanıklarını dinlemek, gerektiğinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.