YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2627
KARAR NO : 2014/23505
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/607-2013/399
Davacı, 01/01/1987 tarihinden itibaren SSK’lı hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/01/1987 tarihinden dava tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/01/2000-31/12/2000 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30/03/1987 tarihli giriş bildirgesi uyarınca 01/01/1987 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, 01/07/1987- tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışması nedeniyle 30/06/1987 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, davacının 01/01/1987-30/06/1987, 01/09/1987-01/11/1987, 01/01/1988-14/06/1993, 01/12/1993-30/06/1994, ve 01/11/2001-06/09/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilli olduğu, 5 yıldan fazla prim borcu olduğundan sigortalılığının 30/01987 tarihi itibariyle durdurulduğu, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 06/09/2011 tarihli muafiyet belgesi gereğince aynı tarih itibariyle sonlandırıldığı, 01/07/1987-31/08/1987, 02/11/1987-31/12/1987, 15/06/1993-30/11/1993 ve 01/07/1994-30/12/1994 tarihleri ararsında kısa süreli SSK’lı çalışmaları bulunduğu, 15/03/1995- 09/12/1996 tarihleri arasında 624 gün uzun süreli SSK’lı çalışmasının bulunduğu, davacının teslim ettiği ürün bedellerinden 2000/9. ay ve 2001 yılında prim kesintisi yapıldığı, 12/07/1979 tarihinden devam eden ziraat odası, 02/12/1988 tarihinden itibaren devam eden kooperatif kaydının bulunduğu, adına kayıtlı zirai taşınmazlar olduğu, zabıta araştırması ve muhtar beyanından davacının geçimini tarımla sağladığı anlaşılmaktadır
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı yasanın 6/b maddesi hükmüne göre, “diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona erer.
Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Tarım Bağ-Kur sigortalısının kısa süreli olarak çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığın devam ettiğinin kabulü gerekeceği yönündedir. Ancak, kısa süreli olmayan çalışma ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kesilmesi halinde yeniden tescil talebi, düzenli şekilde prim ödenmesi veya davalı Kurumca tevkifat yolu ile prim kesilmesi halinde ilk tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren tevkifat ve ürün teslimi bulunan yıllar için Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitine karar verilebilir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın 6/ı maddesine göre, “yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler” sigortalı sayılmazlar. 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesine göre, sigortalı olarak tescil edilenlerin sigortalılıkları, muafiyet kapsamına girdikleri tarihten itibaren sona erer.
5510 sayılı Yasanın geçici 16. maddesine göre Yasanın 6/ı maddesinde yer alan “otuz” ibaresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için (onbeş) olarak uygulanır takip eden her yıl için yüzde bir artırılır. Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın 6/ı maddesindeki oran, 2008 yılı için (onbeş) olarak uygulanacak, takip eden her yıl için yüzde bir arttırılacaktır.
Somut olayda, davacı 01/01/1987-30/06/1987, 01/09/1987-01/11/1987, 01/01/1988-14/06/1993, 01/12/1993-30/06/1994 tarihleri arasında yani kısa süreli SSK’lı çalışmaları dışında ve 01/11/2001-06/09/2011 Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiş olup, bu dönemler yönünden hukuki yararı bulunmamaktadır. Öte yandan tarımsal faaliyeti devam ettiğinden 01/07/1994 tarihi ile uzun süreli SSK’lı çalışmasının başladığı 15/03/1995 tarihine kadar kısa süreli SSK’lı çalışmaları dışlanarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu dönem yönündeki talebin reddi yerinde değildir. Davacının uzun süreli SSK’lı çalışması bittikten sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi için tescil talebi, prim ödemesi veya prim tevkifatı bulunması gerektiği, teslim ettiği ürün bedellerinden yapılan ilk kesinti 2000/9. ayda yapıldığı ve bu tarihten önce prim ödemesi ve tescil talebi bulunmadığından 01/01/2000-01/10/2000 tarihleri arasındaki talebin kabulü ve tarımsal faaliyeti devam ettiğinden 01/11/2000-30/10/2001 tarihleri arasındaki talebin reddi yerinde değildir.
Yapılacak iş, 01/01/1987-30/06/1987, 01/09/1987-01/11/1987, 01/01/1988-14/06/1993, 01/12/1993-30/06/1994 ve 01/11/2001-06/09/2011 tarihleri arasında tescilli olduğundan bu dönemlere ilişkin talebi reddetmek, davacının 01/07/1994 tarihi ile uzun süreli SSK’lı çalışmasının başladığı 15/03/1995 tarihine kadar kısa süreli SSK’lı çalışmaları dışlanarak ve 01/11/2000-30/10/2001 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, 06/09/2011 tarihi ile dava tarihi arasındaki talebi yönünden ise, davacının tüm tarımsal varlığı tespit edilerek yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 S.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) konusunda uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip muafiyet kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.