Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2531 E. 2014/5753 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2531
KARAR NO : 2014/5753
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Erzurum İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/08/2012
NUMARASI : 2011/436-2012/442

Davacı, davalı Kurum tarafından emekli aylığına konan haczin kaldırılmasına, borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dava; davacının davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılması ve davalı Kurum’a borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddeleri ile İİK’nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurum’un, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa’nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerinin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
6183 sayılı Yasa’nın 58/1. maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; Erzurum Sigorta İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen 23/08/1996 tarih ve 45189-45190 sayılı ödeme emirleri ile 1996/1905 esas sayılı icra takibi dosyası kapsamında M.. İnş. Taah.ve Tic. Ltd.Şti. ve şirket yetkilisi S.. S..Y… adına 1993-95 devresi muhasebe kayıtlarından dolayı kesilen idari para cezasının 121.520.000 TL asıl borç , gecikme zammı da olmak üzere toplam 131.976.000 TL olduğu, 11/10/2006 tarih ve 6661 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde Ç..Un Fabrikaları A.Ş.’nin 22/09/2006 tarihli Olağan Genel Kurul Kararı ile davacı T.. Y..’nin yeni Yönetim Kurulu’na üye olarak seçildiğinin belirtildiği, Kurum’un 10/06/2009 tarih ve 7639672 sayılı yazısı ile 1996/1905 sayılı icra dosya nedeni ile 4000 TL borcunun olduğu, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerinde yatırılmaması halinde haciz yolu ile tahsili cihetine gidileceğinin belirtildiği, iş bu Kurum yazısının davacıya 22/06/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 23/06/2009 tarihli dilekçesi ile Kurum işlemine karşı itirazda bulunduğu, Kurum’un 02/07/2009 tarih ve 8.680.230 sayılı itirazın reddolunduğuna dair kararının davacıya 17/07/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 03/08/2009 tarih ve 10.109.790 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal eden dilekçesi ile ödemeyi taahhütte bulunduğu, Ç..Un A.Ş’nin muhtelif borçlarından dolayı da hakkında 16(on altı) ayrı takip dosyasından tebligat yapıldığı, davacının yaşlılık aylığına haciz konulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda ; davacı Ç.. fabrikası A.Ş.’nin hissedarı olduğunu belirterek Kurum borçlarından dolayı sorumlu olmadığını ileri sürerek yaşlılık aylığı üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. 6183 sayılı Yasa’ya göre ödeme emri tebliğ edilmeden doğrudan yaşlılık aylığına haciz konulması mümkün değildir. Mahkemece davacıya hangi takip dosyalarından dolayı maaşına haciz konulduğu, usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilen ödeme emrinde açıkça 7 (yedi) gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde dava açılabileceği ibaresinin yer alıp almadığı hususu araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmemiş veya hiç ödeme emri tebliğ edilmemiş olması durumunda davanın menfi tespit davası olarak kabulü ile davacının prim borcunun/ idari para cezasının doğduğu tarihte anonim şirket veya limited şirketin yetkili üst düzey yöneticisi ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığını araştırmak, 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi ve 6183 sayılı Yasa’nın 35.maddesi ve mükerrer 35.maddesi gereği sorumluluğunu irdelemek suretiyle sonuca gitmek gerekir iken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.