Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2513 E. 2014/24643 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2513
KARAR NO : 2014/24643
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2011/1201-2013/278

Davacı, Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki yurtdışında geçen hizmetlerinden, emekliliğe yetecek kadarına ilişkin bir bölümünü 3201 Sayılı Yasa uyarınca borçlanmak suretiyle emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının Kuruma 25/07/2011 tarihli dilekçesi ile yapmış olduğu müracaatının kabulü ile 3201 sayılı yasa kapsamında geriye dönük borçlanabileceğinin ve borçlanma neticesi emekli olabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın kabulü ile davacının Türk Vatandaşlığına sahip bulunduğu sırada yurt dışında geçen hizmet sürelerinin, borçlanma talep tarihinden Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı yasa uyarınca başvuru tarihi olan 01/11/2011 tarihinden geçerli pirim miktarı üzerinden borçlanmaya hakkı olduğunun tespitine, davacının 3201 sayılı yasa uyarınca borçlanmaya hakkı bulunduğunun kabulü ile, 5000 gün prim ödeme koşulunun yerine getirilmesi ve tahsis talebinde bulunulması halinde bu tarihi takip eden ay başı itibari ile yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanabileceğinin tespitine, karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Türkiye’de 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesi kapsamında 12/07/2011-25/07/2011 tarihleri arasında sigortalılığının bulunduğu, 13/11/2012 tarihli ikametgah belgesine göre 17/12/1973 tarihinden beri Almanya’da ikamet ettiği, davacının 25/07/2011 tarihinde yurtdışı hizmetlerini borçlanma talebinde bulunduğu, Kurum tarafından davacıya verilen cevapta 01/03/1999 tarihinde Türk vatandaşlığından çıktığı için borçlanma işleminin yapılamadığının bildirildiği, davacının 25/03/1951 doğumlu olup Bakanlar Kurulunun 31/08/1998 tarihli kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve çıkma belgesini teslim aldığı 01/03/1999 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının Türk Vatandaşlığına sahip bulunduğu sırada yurt dışında geçen hizmet sürelerinin, borçlanma talep tarihinden Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı yasa uyarınca başvuru tarihi olan 01/11/2011 tarihinden geçerli pirim miktarı üzerinden borçlanmaya hakkı olduğunun kabul edilmesi doğru ise de davacının Kuruma yaptığı bir tahsis başvurusu bulunmadığı gibi Kurumun da yaşlılık aylığı bağlanması hususunda henüz çıkarmış olduğu bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının ilk olarak 3201 sayılı yasa kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanmasını tamamlaması gerekmektedir. Ayrıca, “5000 gün prim ödeme koşulunun yerine getirilmesi ve tahsis talebinde bulunulması halinde bu tarihi takip eden ay başı itibari ile yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanabileceğinin tespitine” denilerek şartlı hüküm kurulması da doğru değildir.
Yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, Kurumun yaşlılık aylığı bağlanması hususunda henüz bir ihtilaf çıkarmadığı ve ihtilaf bulunmayan bir konuda dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince istemin hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115. maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi ve davalı Kurumun harçtan muaf olduğu gözetilmeden davacının peşin olarak yatırdığı 18,40 TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınıp davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.