Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2419 E. 2014/8854 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2419
KARAR NO : 2014/8854
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2013/424-2013/54

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilince duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 12/11/2011 tarihindeki iş kazasında yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerinin manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, aynı olay nedeniyle yürütülen hazırlık soruşturma dosyasında bulunan kaza tespit tutanağında; kazanın, sigortalının sevk ve idaresindeki motorsikleti ile yoğun trafikte seyir halinde iken kendisine yol bulabilmek için araçların arasından geçmek istediğinde motorsikletin dengesini kaybederek çekicinin önden arkaya doğru 3. tekerinin önüne düşmesi sonucu kafasındaki kaskla birlikte şıkışarak kaskın kırılması ve kafasına darbe alması neticesinde meydana geldiğinin, yine hazırlık aşamasında alınan 20/01/2012 tarihli raporda davalı şirkete kusur izafe edilemeyeceği, kazalının kazanın meydana gelişinde tam kusurlu olduğunun, SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın 19/01/2012 tarihli inceleme raporunda iş kazasının meydana gelişinde işverenin veya üçüncü bir kişinin kusurunun tespit edilemediğinin, mahkemece aldırılan bilirşi raporlarında ise kazalının %60, işverenin %40 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmıştır.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Somut olayda, ceza yargılamasının hazırlık aşamasında alınan kusur raporu ve SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın inceleme raporu ile mahkemece alınan kusur raporları arasında açık bir çelişki vardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki kusur oranları kazanın oluş şekline uygun olmayıp işverene atfedilen kusur oranı fazladır.
Mahkemece yapılacak iş, kusur oranları bakımından kazanın oluş şekline uygun yeniden rapor almak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
24/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.