Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2415 E. 2014/5221 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2415
KARAR NO : 2014/5221
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2011
NUMARASI : 2008/117-2011/543

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 05/03/2002-28/03/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, davalı işyerinde 05.03.2002 – 28.03.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının 05.03.2002 – 28.03.2004 döneminde davalı Kurum’a bildirilen hizmetleri dışında davalı işyerinde aralıksız olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirketin dava dilekçesinde bildirilen adresine tebligat çıktığı, ancak iade olduğu, şirketin bordrolarındaki adres ile davalı Kurum tarafından bildirilen adresin, tebligat çıkan adresten farklı olduğu, mahkemece bu adreslere tebligat çıkarılmadığı, gerekçeli kararın da yine dava dilekçesindeki adrese tebliğe çıktığı, ancak yine iade olduğu için TK m. 35’e göre tebligat yapıldığı, Dairemizin 27.05.2013 tarih ve 2012/5390 esas,2013/10792 karar sayılı kararı ile; Ticaret Sicil’den davalı şirketin adresi sorulup bildirilen adres ile dosyada mevcut dönem bordrolarında ve Kurum’un 21.10.2008 tarihli yazısında bildirilen adresler de dikkate alınarak gerekçeli kararın davalı şirkete usulüne uygun tebliği sağlandıktan sonra gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrildiği, geri çevirme kararından sonra davalı şirkete tebligat yapıldığı ve davalı şirket vekilinin temyiz dilekçesinde, davadan henüz haberdar olduklarını beyan ederek hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranıldığını bildirdiği anlaşılmaktadır.
Savunma hakkı Anayasa (m.36) ile güvence altına alınmış olup, HMK’nın 27. maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez (HMK mad. 27). Buna göre hâkim, Anayasa ile güvence altına alınan ve HMK’da da ayrıca düzenlenmiş bulunan iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Somut olayda; davalı şirkete dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu yönüyle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan ve davacının idiasına karşı beyanları alınmadan, davalı şirketin savunma hakkını kısıtlar şekilde yargılama sona erdirilip hükmün tebliğ edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun ve davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.