Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/23753 E. 2014/25296 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23753
KARAR NO : 2014/25296
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 27. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/638-2014/247

Davacı, sigorta başlangıcının ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı,olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekilince 10.06.2014 tarihli celsede taleplerinin hem sigorta başlangıcına hem de yaşlılık aylığına ilişkin olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece; davanın kesin hüküm nedeniyle HMK 114/i ve 115/2 maddelerine göre usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ilk olarak Bakırköy 11. İş Mahkemesinin 2008/166 E, 2009/436 K sayılı dosyasında 27.05.1980 – 1989/Ocak tarihleri arasında hizmet tespiti talep ettiği, söz konusu dosyada davalı Kurum tarafından davacının işe giriş bildirgesinin gönderilmediği, mahkemece davanın 23.06.2009 tarihli karar ile hak düşürücü süre yönünden reddedildiği, kararın Dairemizin 30.09.2010 Tarih ve 2009/12730 E, 2010/9230 K sayılı kararı ile onandığı, ancak onama kararı üzerine davacının yargılamanın yenilenmesi ve 02.05.2007 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti talebinde bulunduğu, yargılamanın yenilenmesine ilişkin davada davacı tarafından işe giriş bildirgesinin de sunulduğu, fakat mahkemece 16.08.2011 Tarih ve 2011/24 E, 2011/389 K sayılı karar ile kesin hüküm nedeni ile yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ve yaşlılık aylığı talebinin tefrik edilmesine karar verildiği, bu kararın da Dairemizin 21.01.2013 Tarih ve 2012/22874 E, 2013/611 karar sayılı kararı ile onandığı, iş bu davanın ise tefrik edilen yaşlılık aylığına ilişkin dava olduğu ve davacı vekilince ayrıca duruşmada sigortalılık başlangıcı tespiti taleplerinin de bulunduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de; iş bu dava 16.08.2011 Tarih ve 2011/24 E, 2011/389 K sayılı karar sayılı ile tefrik kararı verilen yaşlılık aylığı talebine ilişkindir ve yaşlılık aylığı hususunda daha önce verilen bir karar yoktur. Ayrıca davacı vekili 10.06.2014 tarihli celsede sigorta başlangıcı taleplerinin de bulunduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar Bakırköy 11. İş Mahkemesinin 2008/166 E, 2009/436 K sayılı dosyasında 27.05.1980 – 1989/Ocak tarihleri arasında hizmet tespitine yönelik talep hak düşürücü süre yönünden reddedilmişse de davacı vekilinin 10.06.2014 tarihli celsedeki beyanı hizmet tespiti istemine yönelik değil, sigorta başlangıcı tespitine yöneliktir. Bu itibarla hem yaşlılık aylığı talebi hakkında daha önce verilmiş bir karar bulunmaması, hem de hizmet tespitine yönelik reddedilen talebin sigorta başlangıcı tespiti talebi hakkında kesin hüküm oluşturmayacağı göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle işe giriş bildirgesinde yazılı işyerine ait dönem bordrolarını dosya arasına almak, daha sonra bordrolarda isimleri bulunan kişiler arasından re’sen seçilecek bordro tanıklarını ve işe giriş bildirgesinde bildirilen işyerine komşu işverenler ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları tespit ederek dinlemek ve toplanan delillere göre davacının sigorta başlangıcı ve yaşlılık aylığı tespiti taleplerini değerlendirerek sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.