Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/23599 E. 2014/27664 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23599
KARAR NO : 2014/27664
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/1756-2014/1328

Davacı, Alman Rant sigortasına girdiği tarihin Türkiye hizmet başlangıcı olarak tespitine, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve tahsis tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Alman Rant Sigorta sistemine girdiği 19/05/1980 tarihinin Türkiye hizmet başlangıcı olarak tespiti ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve tahsis tarihini takip eden ay başı olan 01/07/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, duruşmanın 17/06/2014 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile
“Davanın kabulü ile,
1-Türk Alman Sosyal güvenlik sözleşmesinin 29/4 maddesi uyarınca davacının Alman Rant sigorta sisteminde zorunlu prim ödemeye başladığı 19/05/1980 tarihinin Türkiye için hizmet başlangıcı sayılması gerektiğinin tespitine,
2-Davacının 506 S.Y.nın geçici 81/C-a maddesi uyarınca tahsis talebinde bulunduğu 12/06/2013 tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine,” denilmek suretiyle hüküm tesis edilmiş, gerekçeli kararda ise
“Davanın kabulü ile,
1-Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4 maddesi uyarınca Alman Rant sigorta sisteminde zorunlu prim ödediği 04/10/1982 tarihinin davacının Türkiye sigortalılık başlangıcı sayılması gerektiğinin tespitine,
2-Davacının 506 S.Y.nın geçici 81/B-d maddesi uyarınca tahsis talebinde bulunduğu 10/02/2014 tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve aylıklarının faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine,” denilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Ayrıca, davacı vekili kararın tebliğinden sonra kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu belirterek tavzih talebinde bulunmuş ve mahkemece 23/10/2014 tarihli tavzih kararı ile
“1-Mahkememizin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 1. Maddesinin 2. Cümlesinde yer alan “04.10.1982” tarihinin “19.05.1980” tarihi olarak düzeltilmesine, 1. benddeki “04.10.1982” tarihinin çıkartılarak yerine “19.05.1980” tarihinin yazılmasına,
2-Gerekçeli kararın 2. bendinin çıkartılarak yerine 2. bend olarak “Davacının 506 SY’nın geçici 81/C-a maddesi uyarınca tahsis talebinde bulunduğu 12.06.2013 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine,” cümlesinin eklenilmesine,” denilmek suretiyle hükmün tavzihine karar verilmiştir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 18/12/2013 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, tavzih yapılarak hükmün düzeltilmesi de mümkün değildir. Öte yandan konuyla ilgili 10/04/1992 günü ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 18/12/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.