Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/23149 E. 2015/16949 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23149
KARAR NO : 2015/16949
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2014
NUMARASI : 2012/102-2014/303

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/01/1982-30/11/1987 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, davacının 10.01.1982 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlayıp 18 yaşını doldurduğu 01.07.1985 tarihinden 30.11.1987 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Davaya konu hizmetin geçtiği tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 3/II-B maddesine göre “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35’inci maddesi hükümleri uygulanmaz” yine 5.6.1986 tarihli 19.6.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun 10.maddesinde “çırak olabilmek için 14 yaşını doldurmuş olmak 19 yaşından gün almamış olmak gerektiği”, 13. Maddesinde çıraklık sözleşmesinin, çırağın sözleşme süresi içinde reşit olması halinde, çırağın rızası ile devam edeceği, bu Kanunun çıraklık sözleşmesine dair hükümleri ile onsekiz yaşını doldurduktan sonra sözleşmesi devam eden çıraklar hakkında 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı, 29.6.2001 tarihli 4702 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki ve uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 14. Maddesindeki düzenleme de ise çıraklık süresinin 3-4 yıl olduğu bildirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının doğum tarihinin 01.07.1967 olduğu, davacının ihtilaflı dönemde ve davalı işyerinde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, davalı işyerinden verilen 10.01.1982 tarihli işe giriş bildirgesinde davacının çırak olduğunun yazılı olduğu, davalı E.. G..’ un davacının 1982 yılında çırak olarak işe başladığını belirttiği, davacının davalı kuruma hitaben yazdığı 06.06.2006 kayıt tarihli dilekçesinde çıraklığının sona erip E.. G..’ a ait davalı işyerinde 01.01.1987 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı halde 01.01.1987 tarih ve sonraki çalışmalarının hizmet dökümünde gözükmediğinden bahisle bu hizmetlerinin sigorta numarasına eklenmesini talep ettiği, davalı işyerinden 01.07.1985-30.11.1987 tarihleri arasında bordro verilmediği, davalı işyerinin 506 sayılı kanun kapsamında olduğu tarihlerin sorulmadığı, kısmi dönem bordo tanığının dinlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacının işe giriş bildirgesinde çırak yazılı olması ve yine davacının kuruma hitaben yazdığı 06.06.2006 kayıt tarihli dilekçesinde davalı işyerinde çıraklığının sone erip çalışmaya başladığı tarihin 01.01.1987 tarihi olduğunu belirtmesi hususlarının dikkate alınmayarak ve komşu işyeri tanığı dinlenmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş; davacının işe giriş bildirgesinde çırak yazılı olması ve yine davacının kuruma hitaben yazdığı 06.06.2006 kayıt tarihli dilekçesinde davalı işyerinde çıraklığının sone erip çalışmaya başladığı tarihin 01.01.1987 tarihi olduğunu belirtmesi karşısında 01.01.1987 tarihi öncesinin reddine karar verilmesi gerektiği, bu tarihten sonrası için ise; işyerinin Yasa kapsamına alınma tarihi ile tespiti istenen dönem içerisinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan bir denetim olup olmadığını sormak, ihtilaflı dönem bordro tanığı bulunmadığından Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

B