Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/23060 E. 2015/17155 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23060
KARAR NO : 2015/17155
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2014
NUMARASI : 2011/1265-2014/416
Davacını, 01/03/2000-16/08/2006 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.02.2000- 16.08.2006 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı işyerinde davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından biri 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının ihtilaflı dönemde 15.05.2006- 01.07.2006 tarihleri arasında dava dışı 1040291 sicil numaralı işyerinden sigortalı hizmetinin bildirildiği, davalı işyerinde 16.08.2006- 18.11.2011 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, işyerinin ihtilaflı dönemde 506 sayılı kanun kapsamında olduğu, dönem bordrolarının gönderildiği, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olup çelişki giderilmeksizin çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının askerlik tarihlerini askerlik şubesinden sormak, ihtilaflı dönemde davalı işyerinde davalı kurum denetmenlerince inceleme yapılıp yapılmadığını davalı kurumdan sormak, dava konusu dönemi kapsar biçimde bordro tanıklarını resen dinlemek, komşu işyerleri çalışanlarının yoksa işyeri sahiplerinin ve taşımacılık işi aynı araç veya araçlar ile yapılıyor ise şoförlerin beyanlarına başvurmak, gerek görüldüğü takdirde keşif ve bilirkişi incelemesi ile ihtilaflı dönemdeki işyerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek suretiyle davacının davalının işçisi mi piyasa hamalı mı olduğu, davalının işçisi ise çalışmasının sürekli mi kesintili mi olduğu, part-time mı full- time mı çalıştığını araştırmak, dava dışı 1040291 sicil numaralı işyerinin ticaret sicil kayıtlarını getirterek davalı işyeri ile arasında organik bağ bulunup bulunmadığını tespit etmek, davacının sigortalı bildirimlerinin yapıldığı tarihlerde bu işyerinde gerçekte çalışıp çalışmadığını dava dışı işyeri bordro tanıklarını dinlemek suretiyle tespit etmek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.