Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22817 E. 2015/17152 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22817
KARAR NO : 2015/17152
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : Çorlu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/09/2014
NUMARASI : 2013/425-2014/64

Davacının sigorta başlangıcının 05/07/2006 olarak tespiti ile 05/07/2006-15/07/2012 tarihleri arasındaki hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 05.07.2006- 15.07.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ihtilaflı dönemde davacının 01.06.2009- 05.06.2009 tarihleri arasında 5 gün, 15.02.2011- 09.05.2011 arasında ise kesintisiz olarak davalı işyerinden sigortalı bildirimi yapıldığı, davalı işyerinin 01.01.2005 tariinden itibaren yasa kapsamında olduğu, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının getirtildiği, 05.04.2011 tarihli davalı işyerine ilişkin denetim tutanağında davacının 15.02.2011 tarihinde işe başladığını belirterek beyanını imzaladığı, yine 05.06.2009 tarihinde de davalı kurum denetmenlerince davalılara ait işyerinde denetim yapıldığı, ancak bu denetim tutanağı ve eki belgelerin istenmediği, davacı, davalı ve bordro tanıklarının dinlenip tanık beyanları çelişkili olmasına rağmen çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının 05.04.2011 tarihli müfettiş raporundaki beyanı dikkate alınmaksızın, çelişkili tanık beyanlarına itibarla karar verildiği ve böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalı kurumdan 05.06.2009 tarihli müfettiş raporu ve eklerini getirtmek, davacının 05.04.2011 tarihli müfettiş raporundaki beyanının kendisi açısından bağlayıcı olduğunu nazar almak, tespiti istenen dönem içerisinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan başka denetim olup olmadığını sormak, 05.06.2009 ve 05.04.2011 tarihli müfettiş raporlarındaki tutanak tanıklarını dinlemek, dava konusu dönemi kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.