Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22807 E. 2015/15957 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22807
KARAR NO : 2015/15957
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : İzmir 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2014
NUMARASI : 2012/569-2014/397

Davacı, kesilen maaşının kesilme tarihinden itibaren yeniden bağlanmasına, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının annesinden dolayı aldığı ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucunda varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 56. maddesinin son fıkrasında “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” kuralı getirilmiştir. Madde gerekçesinde “eşinden boşanmak suretiyle babasından maaş bağlanan, ancak boşandığı eşleriyle fiilen beraber yaşayanların gelir ve aylıklarının kesilmesi ile ilgili hususların, uygulamada hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla yeniden düzenlendiği” vurgulanmıştır.
5510 sayılı Yasa’nın 56.maddesinin 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocuklara bağlanmış olan gelir ve aylıkları 1.10.2008 tarihinden itibaren kesilebilir ve bu tarihten önce ödenen tutarlar da 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınamaz.
5510 sayılı Yasa’nın 34. maddesinde öngörülen ölüm aylığını alabilmek için “evli olmamak” koşulunu aşmak amacı ile iyi niyete dayanmayan ve dürüst olmayan boşanma isteği ve çabası ile boşanma kararı elde edilip buna bağlı olarak ölüm aylığı alınması, açıkça hakkın kötüye kullanılmasıdır. Hakkın kötüye kullanılması hukuk devletinin koruması altında değerlendirilemez.
5510 sayılı Yasa’nın 56.maddesine göre gelir ve aylıkların kesilerek ödenen tutarların 96 ncı madde hükümlerine göre geri istenebilmesi için, davacının ölüm aylığını alabilmek için “evli olmamak” koşulunu aşmak amacı ile iyi niyete dayanmayan ve dürüst olmayan bir biçimde boşanarak eşiyle fiilen birlikte yaşadığının sağlıklı bir biçimde belirlenmesi gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının annesinin 13.10.1994 tarihinde öldüğü, 29.01.1973 tarihinde evlenen davacının 20.11.2002 tarihinde boşandığı, davacıya 01.12.2002 tarihinde 506 s.k. 66/C maddesi gereğince ölüm aylığı bağlandığı, 15.02.2011 tarihli “Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu Raporu” doğrultusunda davacının boşandığı eşinin ikametgahında yapılan denetim neticesinde davacının boşandığı eşiyle birlikte fiilen yaşadığının belirlenmesi üzerine aylığının 23.10.2008 tarihi itibariyle kesildiği, 23/10/2008- 20/04/2011 süresinde yersiz ödenen toplam 26.364,74 TL’ nin borç çıkartıldığı, davacı ve boyandığı eşinin ikametgah adreslerinin 06/02/2007 tarihinden itibaren aynı ilçede olup farklı adresler olduğu, elektrik, su ve seçmen kayıtları ile telefon kayıtlarının temin edildiği, davacı tanıkları ile davacının boşandığı eşi ile boşandığı eşinin ikametgah adresinin muhtarının dinlendiği, davacının ikametgah adresinin muhtarı tarafından gönderilen imzalı belgede davacının abisi Cevat Sabancı ile birlikte yaşadığını belirttiği, bir kısım tanıkların davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarını beyan ettikleri, diğer bir kısım tanıkların ise davacının zaman zaman boşandığı eşinin yanına temizlik vb. işlerini yapmak için gittiğine dair beyanda bulundukları, davacının boşandığı eşinin ise davacının sadece bir kez kendisinin yanına yardım amaçlı geldiğini beyan ettiği, tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve böylece davacının ölüm aylığını alabilmek için “evli olmamak” koşulunu aşmak amacı ile iyi niyete dayanmayan ve dürüst olmayan bir biçimde boşanarak eşiyle fiilen birlikte yaşadığının hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının boşanma tarihinden sonra özellikle 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki dönemde boşandığı eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığının belirlenmesi için davacının ve boşandığı eşinin varsa çalışmaları nedeniyle resmi kurumlara ve işverenlere verdikleri adreslerin, bağlı bulundukları nüfus idaresindeki kayıtlı adreslerinin veya yapılmış ise adres nakillerine dair bilgileri ve varsa nakil ile ilgili belgelerin ilgili kurum ve kuruluşlardan sorulması, oturulduğu belirlenilen adres veya adrese komşu binaların kapıcı, yönetici ve oturanları arasında zabıtaca konu hakkında bilgisi olabileceklerin belirlenerek ve özellikle Sosyal Güvenlik Kontrol Memuruna beyanda bulunan kişilerin beyanlarına başvurulmak, yine davacının birlikte yaşadığı belirtilen abisi Cevat Sabancı’ nın bağlı bulunduğu nüfus idaresindeki kayıtlı adresinin veya yapılmış ise adres nakillerine dair bilgileri ve varsa nakil ile ilgili belgelerin ilgili kurum ve kuruluşlardan sorulması, komşularının dinlenmesi, abisinin evli ve çocuklu olup olmadığı, davacının hayatın olağan akışına göre abisi ile birlikte yaşamasının mümkün olup olmadığının dikkate alınması suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının boşandığı halde eşiyle fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirleyerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.