Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22795 E. 2015/17149 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22795
KARAR NO : 2015/17149
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : Alanya İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/07/2014
NUMARASI : 2011/373-2014/593

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20/09/1996-06/10/2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 20.09.1996- 06.10.2011 tarihleri arasında davalı işverenlikte geçen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkete ait 1021657 .07 sicil nolu Meryan otel isimli işyerinde 20/09/1996-04/11/2000 ve 01/05/2001-20/11/2003 tarihleri arasında hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile sigortaya bildirilen süreler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu süreler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin 01.03.1996 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alınıp halen faal olduğu, davacının Gürcistan asıllı olup 04.03.2011 tarihinde Türk vatandaşlık hakkı kazandığı, 20/11/2003 tarihli davalı işverenlikten verilen işe giriş bildirgesinin bulunduğu, 01/01/2004- 04/10/2011 arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı, 23/05/1997- 01/01/1998, 31/10/1999- 31/10/2006 arasında Meryan Otelde çalışmak için izin aldığına dair Emniyet yazıları, davalı işverenlikçe sunulan izin belgesi ve sair belgeler üzerinde Adli Tıp Kurumunca 21.10.2013 tarihli imza incelemesi yaptırıldığı, Meryan Otel’ in 01/03/1996- 04/11/2000 ve 01/05/2001- 16/11/2008 tarihleri arasında açık olup aradaki sürelerde tadilat nedeniyle kapalı olduğunun jandarmaca bildirildiği, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
4958 sayılı Yasa’nın 57 maddesiyle 06.08.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılan 506 Sayılı Yasanın 3.ncü maddesinin II.- A fıkrasında, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerin Kurumdan yazılı istekte bulunmaları halinde ve istek tarihinden sonraki ay başından başlanarak 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışabilmeleri söz konusu iken bu yasanın yürürlükten kalktığı tarihten sonra yabancı uyruklu olanların istekleri olup olmadığına bakılmaksızın tüm sigorta kolları kapsamında sigortalı olarak çalışmaları mümkün hale gelmiştir.
Somut olayda, davacı 04.03.2011 tarihinde Türk Vatandaşı olmuştur. 4958 sayılı Yasa’nın 57 maddesiyle 06.08.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılan 506 Sayılı Yasanın 3.ncü maddesinin II.- A fıkrasında, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerin Kurumdan yazılı istekte bulunmaları halinde ve istek tarihinden sonraki ay başından başlanarak 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışabilmeleri söz konusu olduğundan 06.08.2003 tarihi öncesinde murisin Kuruma müracaatı olmaması nedeniyle bu tarih öncesindeki talebin reddedilmesi yerine kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş; 04.03.2011 tarihine kadar Türk uyruklu olmayan davacı murisinin 4958 sayılı Yasa’nın 57 maddesiyle 06.08.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılan 506 Sayılı Yasanın 3.ncü maddesinin II.- A fıkrasına göre 06.08.2003 tarihi öncesindeki taleplerini reddetmek, 06.08.2003- 20.11.2003 tarihleri arasında hizmet akdi ile davalı işverenlikte çalıştığının kabulüne karar vermekten ibarettir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan H.. T..’ne iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.