Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22710 E. 2015/16086 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22710
KARAR NO : 2015/16086
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : Edirne İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2014
NUMARASI : 2013/57-2014/531

Davacının 15/03/2000-30/11/2011 tarihleri arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15.03.2000 – 30.11.2011 tarihleri arasında mevsimlik olarak davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 06/04/2011-18/11/2011 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1369 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, işyerinde kiremit imalatı yapıldığı ve çalışmanın mevsimlik olduğu, davacının dava konusu ettiği tarihler arasında her yıl mevsimlik olarak davalı işyerinde çalıştığı ve mahkeme tarafından davalı işyerindeki mevsimlik çalışmanın her yıl 1 Nisan-30 Kasım tarihleri arasında devam ettiği kabul edilerek hüküm kurulduğu, davacı tarafından davalı işverene karşı bir kısım işçilik alacaklarının tahsili için açılan ve Edirne İş Mahkemesinin 2012/34 Esas sayılı dava dosyasında yargılaması yapılan davada, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının, davalı işyerindeki çalışmalarının mevsimlik olarak 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında devam ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir (YHGK 9.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.6.1975 gün E:4/681 K:879).
Kavram olarak ikrar, HMK’nın 188. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddenin 1. fıkrasında “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde ile mahkeme içi ikrar düzenlenmiş bulunmaktadır.
Mahkeme içi ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha (dava evrakı) ile de vakıa ikrar edilebilir.
Önemle vurgulanmalıdır ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, İstanbul 2001, C:2, s:2045).
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında; Edirne İş Mahkemesinin 2012/34 Esas sayılı dava dosyasının dava dilekçesinde, davacı vekilinin davacının mevsimlik çalışmalarının 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında geçtiğini belirtmesinin mahkeme içi ikrar niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, yukarıda bahsi geçen mahkeme içi ikrar durumu göz önünde bulundurularak davacının davalı işyerindeki mevsimlik çalışmalarının her yıl 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında geçtiği kabul edilerek Kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan N.. A..’ne iadesine, 10/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.