YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22253
KARAR NO : 2014/26511
KARAR TARİHİ : 08.12.2014
MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/1-2013/14
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 04/07/2005-18/08/2006 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 04/07/2005-18/08/2006 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 03/09/2005 tarihli işe giriş bildirgesinin internet ortamında davalı işveren tarafından Kuruma verildiği, 03/09/2005-17/08/2006 tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, 2005/9.-2006/8. aylar arası dönem bordrolarının getirtildiği, ücretsiz izinli ve roporlu olduğu günlere ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğu, davacı ve bordro tanıklarının davacının çalıştığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece verilen karar, 03/09/2005-18/08/2006 tarihleri arası dönem yönünden doğru olmuştur. Çünkü davacı beyanında, önce Erdemli ilçesindeki M. markette davalı işverenin temizlik elemanı olarak işe girdiğini bir süre burada çalıştığını daha sonra Tece bölgesindeki M. markete geçtiğini belirtmiştir. Dinlenen tanıklarda davacının ikinci işyerindeki çalışmalarına yönelik beyanda bulundukları görülmektedir. Dolayısıyla ilk işyeri ile ilgili çalışmaları yeterince araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, 2005/7-9. aylar arası dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, bordro tanıkları bulunmaz veya beyanları yeterli görülmezse, uyuşmazlık konusu dönemde M. çalışan diğer kişileri tespit edip dinlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.