Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22222 E. 2015/16583 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22222
KARAR NO : 2015/16583
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Karaman İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/09/2014
NUMARASI : 2012/558-2014/307

Davacı, 02.05.2006 tarihinden 30/06/2012 tarihine kadar çalıştığı ve sigorta başlangıç tarihinin 02.05.2006 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı Kooperatif nezdinde 02/05/2006-30/06/2012 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
506 sayılı Yasa ‘nın 2. maddesi hükmüne göre bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Yasa’ya göre sigortalı sayılırlar. Hizmet akdinin “zaman” ve “bağımlılık” unsurları gerçekleşecek biçimde bir çalışmanın varlığı halinde aradaki çalışma ilişkisi hizmet akdine dayanıyor demektir. Hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşmesi bakımından çalışmanın belirli veya belirli olmayan bir zaman içerisinde görülmesi, hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasının işveren denetimi ve gözetimi altında yapılması,edimin ücret karşılığında yerine getirilmesi ve ücretin zaman esası üzerinden saptanması gerekir. Yani hizmet akdi, ücret, bağımlılık ve zaman unsurlarını taşımalıdır. Sigortalılığın oluşumu yönünden gerekli olan zaman unsuru, iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde, hizmetini işverenin emrine hasretmesidir. Bu zaman dilimi günün tüm süresini kapsayabileceği gibi, günün veya haftanın belli saatlerine de hasredilebilir. Haftanın veya ayın belli gün ve saatlerinde dahi çalışma söz konusu olabilir. Sigortalı sayılabilme yönünden – gerek ücretin kendisi, gerekse ödenme biçim ve yöntemi zorunlu bulunmamaktadır. Son olarak hizmet akdinin bağımlılık -unsuru ise çalışanın, hizmetini belli bir zaman dilimi içerisinde, işverenin emrinde ve onun vereceği direktif doğrultusunda gerçekleştirmesidir. İşverence gösterilen işlerin, çalışan tarafından, işveren emir ve direktiflerine uygun olarak görülmesi gerekir. Bağımlılık, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında, çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir çalışmadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 30/05/2006 tarihli tahsis talebine istinaden 01/06/2006 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanmış olduğu, davalı Kooperatife ait 2006/5-2012/5. ayları arası dönem bordrolarının getirtildiği, 29/05/2011 tarihinde meydana gelen darp olayı ile ilgili olarak davacının katılan sıfatıyla yer aldığı ve olay esnasında davalı Kooperatife ait garajda “Gece Bekçisi” olarak bulunduğuna dair beyanları içeren ceza yargılamasına ilişkin dosya evraklarının sunulduğu, davacının Kurum’a davalı Kooperatifte 2006 Mayıs ayından itibaren 30/06/2012 tarihine kadar çalıştığı iddiası ile başvurarak yatırılmayan sigorta primlerinin yatırılmasını Kurum’dan talep ettiği, 01/05/2006-30/06/2012 tarihleri arasında sigorta primlerinin yatırılması ile işçilik alacaklarını ihtarname ile davalı Kooperatif’ten talep ettiği, duruşmalarda davacı ve davalı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, duruşmalarda dinlenilen taraf tanıklarının beyanlarına göre davacıya ücretin Kooperatife kayıtlı olan şoförlerin aralarında toplamış olduğu para ile elden ödenmiş olduğu anlaşılmakla davacıya ücretin başka türlü ödenmiş olması davacı ile davalı Kooperatif arasında hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşmemiş olduğu sonucunu doğurmaz. Gerçekten davacının hizmet akdiyle ve üretime yönelik olarak “Gece Bekçisi” olarak çalıştığı tarafların kabulündedir. Mahkemece tüm dosya kapsamı gözetildiğinde davacının davalı Kooperatif nezdinde geçen filli ve kesintisiz çalışmasının ispatlanmış olması nedeniyle davanın kabulüne dair karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.