Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22195 E. 2015/16584 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22195
KARAR NO : 2015/16584
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 32. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2014
NUMARASI : 2013/302-2014/253

Davacı, 15.01.2007 / 10.02.2008 tarihleri arasında çalıştığının ve sigorta primlerinin ödenmesi ve yargılama giderlerinin karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 15/01/2007-10/02/2009 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 08/08/2007 tarihli işe giriş bildirgesinin davacı adına davalı işyerince düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 08/08/2007-06/09/2007 tarihleri arasında davalı işyerince Kurum’a bildirilmiş olan hizmeti dışında başkaca bildirilmiş hizmetinin bulunmadığı, davalı işyerinin 24/03/2004 tarihinde Kanun kapsamına alınmış olup triko imalatı üzerinde faaliyette bulunduğu, davalı -işyerine ait 2007/1-2009/2 dönem bordrolarının dosyaya sunulduğu, yapılan zabıta araştırması neticesi davalı işyerini bilen ve tanıyan herhangi birine rastlanmadığı hususunun tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkemeye bildirilmiş olduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve duruşmalarda davacı tanıkları ile aynı zamanda davalı işyerinin bordrolu çalışanı olan davalı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, hizmet tespiti davasının kamu düzenini ilgilendirdiği dikkate alınarak tanıkların Mahkemece re’sen tespit edilip dinlenilmesi gerektiği gözetilmeksizin açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerinin 506 sayılı Yasa kapsamında işyeri olduğu ve işe giriş bildirgesinin de süresinde verilmiş olması ve tanık beyanlarına göre davacının davalı işyerinde çalıştığının ileri sürülmesine rağmen komşu işyeri kayıtları tespit edilip kayıtlara geçmiş bordro tanıkları dinlenmemiştir.
Yapılacak iş, bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiği gözönünde tutularak, doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle tespiti talep olunan 15/01/2007-10/02/2009 tarihleri arasında hizmetin geçtiğinin iddia olunduğu davalı işyerine komşu olan işyerlerini Emniyet, Vergi Dairesi, Belediye, Meslek Odası gibi kuruluşlardan komşu işyerlerini sorarak benzer işi yapan komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş sigortalı çalışanları belirlenerek bu kişilerin bilgilerine başvurmak, dinlenen davacı tanıklarının komşu işyerlerinde çalışıp çalışmadığını sigorta kayıtlarını getirterek belirlemek ve olabildiğince delilleri toplayıp, bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları göz önünde tutmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa’ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.