Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22188 E. 2014/23267 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22188
KARAR NO : 2014/23267
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2011/1209-2013/879

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin zamanaşımına uğraması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı Kurumca gönderilen 2011/10437 sayılı ödeme emrine konu prim alacağının zamanaşımına uğradığından bahisle iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 2011/10437 sayılı icra takibi ile 2000/6-12; 2001/1-12; 2002/1-5.aylarına ilişkin işsizlik sigortası primi borcunun davacıdan tahsili için davalı Kurum tarafından takibe geçildiği, icra takibinin dayanağının davalı Kurumun 29.12.2009 tarih ve 77029 sayılı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı inceleme raporu olduğu, raporda; davacının gerçekte kendi işyerinde çalışan sigortalıların prim borçlarından kurtulmak maksadıyla dava dışı başka işyerlerinden bildirimlerinin yapıldığı, sigortalı bildirimi yapılan bu işyerlerinden prim ödemesi yapılmadığının tespit edildiği ve bu bildirimlere ilişkin prim borçlarının davacıdan tahsiline karar verildiği, ödeme emrinin davacı şirket müdürü U..Ç..’a Kurumda 17.10.2011 tarihinde tebliğ edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, tahsil zamanaşımı süresi ve hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, 5510 sayılı Yasa’nın 93.maddesinde yer alan ve Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş prim ve diğer alacaklarında zamanaşımının 10 yıl olduğuna ilişkin düzenlemenin somut olaya uygulanıp uygulanmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 80.maddesinde 3917 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanun’la yapılan bu değişiklik aynı Kanun’un 8.maddesi hükmüne göre 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24/06/2004 tarih ve 5198 sayılı Kanun’la aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06/07/2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08/12/1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Kanun’un yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden S.. K..’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun’un getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanun’un zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
5754 sayılı Yasa’nın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın 93/2.maddesinde ise ” Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir. Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanır. Bu alacaklar için 89 uncu madde gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı, 88 inci maddede belirtilen ödeme süresinin son gününü takip eden günden itibaren uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, 5510 sayılı Yasa’nın 93/2.maddesinin zamanaşımına ilişkin hükmünün, Yasanın yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin prim borçları bakımından uygulanması mümkün değildir. Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsil zamanaşımı, alacağın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan kurallara göre belirlenir. Zira kazanılmış hak ilkesi bunu gerektirir. Bu sebeple, davacıya tebliğ edilen ödeme emrine konu borç doğduğu tarih itibariyle 5 yıllık zamanaşıma tabi olup bu ödeme emrinin zamanaşımına uğradığı açıktır.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.