Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/22045 E. 2015/15913 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22045
KARAR NO : 2015/15913
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2010/827-2014/244

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 02/07/2005-21/02/2007 tarihleri arasında kesintisiz olarak en son 700,00 TL ücretle çalıştığının ve Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinden davacının dava dışı dönem olan 16/03/2007 tarihinden itibaren hizmetlerinin dava dışı işyerlerince Kurum’a bildirilmiş olduğu, davalı işyeride Komi olarak çalıştığı iddia olunan davacı adına davalı işyerince Kurum’a bildirilmiş herhangi bir hizmetin bulunmadığı, davalı işyerinin 22/10/2004 tarihinde Kanun kapsamına alınmış olduğu, davalı işyerine ait 2005/07-2007/02. dönem bordrolarının dosyaya sunulduğu, yapılan 19/02/2013 tarihli zabıta araştırması neticesi davalı işyerine komşu işyerlerinin Mahkeme’ye bildirilmiş olduğu, dosyaya sunulan 17/02/2007 tarihinde davalı işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı soruşturma dosyası ile Ceza Mahkemesi yargılama dosyasından dava ile ilgili olarak ifadesine başvurulan şahıslara ait şüpheli-ifade tutanakları ile beyanlarına başvurulan tanık ifadelerine ilişkin duruşma tutanakları ile davalı işyerinden istihkak alacağına ilişkin dava dışı işçi tarafından açılan ve davacının da tanık olarak beyanına başvurulduğu, icra mahkemesi duruşma tutanağının dosyaya sunulduğu, davacının işçilik alacağı ile ilgili olarak açmış olduğu davada yapılan yargılama neticesi bilirkişi hesap raporunda davacının eldeki davadaki talebi gibi 02/07/2005-21/02/2007 tarihleri arasında davalı işyeri nezdinde çalışmalarının geçtiğinin kabulü ile sonuca gidildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya eklendiği ve duruşmalarda davacı, davalı ve kamu tanıklarının dinlenmiş olduğu ancak dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, tanık beyanlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek bakımından bu işyerindeki başkaca bordro tanıklarını dinlemek, gerektiğinde Kurum’dan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerinin veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan Karides Restaurant Selma Otomotiv Turizm Ve Gıda İşletmeleri San.Tic.Ltd.Şti’ye iadesine
07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.