Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21892 E. 2014/24759 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21892
KARAR NO : 2014/24759
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2011/1060-2013/183

Davacı, 5510 sayılı kanunun 37. maddesi uyarınca tarafına evlenme yardımı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, baba üzerinden de evlenme yardımına hak kazandığının tespiti ile evlenme yardımının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun’un ek 12. maddesinde; “Sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme yardımı olarak verilir. İki yıl içerisinde meydana gelen boşanma veya dul kalma halinde bu süre için tekrar aylık veya gelir ödenmez.” hükmü düzenlenmiştir.
Kanun metnindeki hükümlerden de görüleceği üzere, SSK’dan evlenme yardımını (çeyiz parasını) SSK’lı müteveffa ana veya babası üzerinden gelir ya da yetim aylığı alırken, evlenmeleri nedeniyle gelir ve aylıkları kesilmek zorunda olan kız çocukları alabilecektir. SSK’daki çeyiz parası tutarı, gelir/yetim aylığı alan kız çocuğunun aylık miktarının 24 katı olup, çeyiz parasını alıp ta 24 aydan önce evliliği son bulan kız çocuklarına 24 aylık süre dolmadan yeniden gelir veya aylık da bağlanmamaktadır.Ayrıca, ölüm aylığı alma hakkı şartları bulunduğu takdirde, fiilen alınmaması evlenme yardımından faydalanmaya engel değildir.
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın geçici 1.maddesinin ikinci fıkrasının “…17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.” hükmü karşısında, inceleme konusu uyuşmazlıkta 5510 sayılı Yasanın 37. madde hükmünün uygulanabilirliğinden bahsetmek mümkün değildir.
İş bu dava ile davacı; 506 Sayılı Yasa kapsamında sigortalı babası üzerinden evlenme yardımı talep etmiş olup, Mahkemece; 506 sayılı Kanun’un ek 12. Maddesi uyarınca, davaya konu Kurum işlemi yerinde bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu somut olayda; 506 Sayılı yasa kapsamında sigortalı babasının 07.06.1995 tarihinde vefat etmesi ile 506 Sayılı Kanun kapsamında 01.07.1995 tarihinde ölüm aylığı almaya başlayan ve çalışmaya başladığını bildirmesi üzerine 22.06.2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı kesilen davacı, 10.12.2006 tarihinde evlenmesi nedeniyle 21.04.2011 tarihinde babası üzerinden evlenme yardımı talebinde bulunmuş, ancak bu istem, Kurum tarafından evlendiği tarihte ölüm aylığı almaması nedeniyle reddedilmiştir.Ancak davacı adına 14.06.2002 tarihinde 1062559 sigorta sicil sayılı işyerinden işe giriş bildirgesi verilmişse de sigortalı bildiriminin yapılmadığı, davacının evlendiği tarihte sigortalı çalışmasının olmadığı göz önüne alındığında ölüm aylığı alma hakkına sahip olduğu, fiilen almamasının davacının evlenme yardımından faydalanmasını engelleyemeyeceği anlaşılmıştır.
Öte yandan, 506 Sayılı Kanunun “Zamanaşımı ve Hakkın Düşmesi” başlıklı 99. maddesine göre; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar.”
Somut olayda, davacının 506 sayılı Yasanın 99. maddesi kapsamında beş yıllık süresinin dolmasından önce 21.04.2011 tarihinde evlenme yardımı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temiyz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.