Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21847 E. 2015/16724 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21847
KARAR NO : 2015/16724
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2012/707-2014/354

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının 01/09/2005-01/03/2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı yasanın 86/9. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasanın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işyerinden Kuruma hiç bildiriminin yapılmadığı, dönem ve ücret bordrolarının bulunmadığı, 08/05/2007-31/10/2007 tarihleri arasında Gül-Keleşoğlu Kameroğlu İnşaat Adi Ortaklığı ünvanlı ve 1058829 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı, tanıkların davacının aynı zamanda şöminecide çalıştığını ancak çalışmasının sürekli olmadığını ve aynı zamanda davalı işyerindeki çalışmasına da devam ettiğini bildirdikleri anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, muhtar, zabıta ve kolluk vasıtasıyla davacının çalıştığını söylediği adrese komşu olan evlerde veya bahçelerde çalışan kişiler ile bu ev veya bahçelerin sapihlerini tespit edip tanık sıfatıyla bilgilerine başvurmak, davacının davalı işyerindeki çalışmasının niteliği ile çalışmasının ne şekilde devam ettiği hususunda beyanlarını almak, davacının şöminecide çalışıp çalışmadığını, bu çalışmasının günün hangi saatleri arasında devam ettiğini, davalı işyerindeki çalışmasının hangi işlere yönelik olduğunu, bu işleri günün hangi saatlerinde kaç saat süre ile yaptığını, çalışmasının part-time olup olmadığını araştırmak, part-time çalışma olduğu anlaşılırsa gerektiğinde bilirkişi düşüncesine de başvurulmak suretiyle davacının günde kaç saat çalışmış olabileceğini belirlenmek, giderek haftalık ve aylık çalışma sürelerini tespit etmek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususu açıkça saptanmak ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacya iadesine, 17/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.