Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21784 E. 2015/15909 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21784
KARAR NO : 2015/15909
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 24. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/37-2014/93

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum, A.. B.. ve Milli Eğitim Bakanlığı vekillerince temyiz edilmesi ve A.. B.. vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı okul nezdinde 01.09.1997-01.01.2004 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacı Ş..H…. 3…. sigorta sicil numarasıyla davalı Milli Eğitim Bakanlığı A.. B.. ve Altınyıldız İlköğretim Okulu Okul Koruma Derneği yanında 15/09/1997-24/09/2003 tarihleri arasında dönem yasal asgari ücret ile 2.170 gün çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinden davalı okul yönetimince davacı adına Kurum’a herhangi bir hizmet bildiriminde bulunulmadığı, Okul Derneği’nin 06/06/1997 tarihinde kurulmuş olduğu, 24/01/1998 tarihinde zorunlu organlarını oluşturmak suretiyle faaliyette bulunmaya başladığı, davacıya ait özlük dosyanın bulunmadığının okul idaresi tarafından Mahkeme’ye bildirildiği, 2000 yılından itibaren okulun temizlik hizmetlerinin ihale ile temizlik firmaları üzerinde bırakıldığı belirtilmek suretiyle yıllara ait sözleşmelerin dosyaya sunulduğu, Okul Aile Birliği Karar Defterinin getirtilmiş olup davacıya ait herhangi bir kaydın karar defterinde yer almadığı, yapılan zabıta araştırması neticesi komşu işyeri sahibinin tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkeme’ye bildirildiği, davacının Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne 1997 Eylül-24/09/2003 dönemi arasında davalı okul idaresi nezdinde geçen sigortasız çalışmasının tespitine ilişkin olarak müracaatta bulunduğu, 24/12/2003 tarihli teftiş raporu ile davacı ve davalı okul idaresinin Kurum’a bildirilmeyen hizmet süreleri ile ilgili olarak uzlaştıkları, davacının işçilik haklarını almış olduğu ve bu nedenle şikayetten vazgeçmiş olduğu hususlarının Kurum’un yetkili görevlisi huzurunda tutanağa bağlanmış olduğunun belirtildiği, davacının okulda çekildiği anlaşılan 3 (üç) adet fotoğrafı dosyaya sunduğu, fotoğrafların çekim tarihinin belirsiz olduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya eklendiği ve duruşmalarda davacı, davalı ve kamu tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tanıklar tarafından davacının temizlik firmasına bağlı olarak çalışmış olabileceğinin ileri sürülmesi karşısında davacının 2000 yılından itibaren hizmetinin ihale alan temizlik firması nezdinde mi, okul idaresi nezdinde mi geçtiğinin aydınlatılmaksızın, tespiti mümkün hizmet sürelerinin hesaplaması yapılır iken eğitime ara verilen dönemler içerisinde de davacının hizmetinin olup olmadığı hususunun irdelenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmektedir.
Yapılacak iş; davacının talep ettiği dönemde çalıştığı bildirilen okul öğretmeni ve yöneticilerinden re’sen seçilecek başkaca tanıkları dinlemek, 2000 yılından itibaren okul idaresinden temizlik hizmetini ihale suretiyle alan firmaların ilköğretim okulunda görev alan ve çalışması Kurum kayıtlarına geçmiş sigortalı firma çalışanlarından re’sen belirlenecek olanların tanık olarak beyanlarına başvurmak, bu kişiler davacının çalıştığını beyan etmekte iseler davacıya ücret ödemelerinin ne şekilde yapıldığını, davacının çalışmasının temizlik firması nezdinde mi, okul idaresi nezdinde mi geçtiğini, eğitime ara verilen dönemde de çalışmasının olup olmadığını sormak, bu kişilerin beyanları ile yetinilmediği ya da adreslerine ulaşılmadığı takdirde okul çevresindeki komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri de tespit edip dinlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan A.. B..’ne iadesine, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.