Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21566 E. 2015/16591 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21566
KARAR NO : 2015/16591
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/09/2014
NUMARASI : 2011/444-2014/419

Davacının sigorta başlangıç tarihinin 01/11/1986 olarak tespiti ve bu tarihten 1992 yılının Ekim ayına kadar davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 01/11/1986-01/10/1992 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihinin 01/11/1986 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalılardan Simitaş A.Ş. ye ait olup , diğer davalı Kurum’un 440031513800415 no lu dosyasında işlem gören işyerinde 01/11/1986 tarihinden 02/04/1992 tarihine kadar 506 sayılı Yasa’nın 79 ve 5510 sayılı Yasa’nın 86.maddesi gereğince Kurum’a bildirilenler dışında 1551 gün süre ile ve asgari ücret karşılığı sigortalı olarak çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01/11/1986 tarihli davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesinin 12/11/1986 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 22/6/1987 ve 01/05/1987, 20/07/1987 tarihli işe giriş bildirgelerinin de Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 15/09/1988 tarihli işe giriş bildirgesinin ise VİNSAN ünvanlı işyerince davacı adına düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına 30/09/1988 tarihinde intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 22/07/1987-31/08/988 tarihleri arasında davalı işyerince sadece 41 günlük hizmetin bildirilmiş olduğu, 05/06/1995- 30/03/2011 tarihleri arasında da dava dışı işyerlerince Kurum’a hizmet bildiriminde bulunulduğu, Kırıkkale İş Mahkemesi’nin 10/12/1992 tarih ve 1992/616 Esas ve 1992/297 Karar sayılı davacının davalı işyeri aleyhine olarak açmış olduğu alacak ve tazminat dava dosyasında davacının iş akdinin 02/04/1991 tarihinde sona erdiğinin kabulü ile sonuca gidildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve duruşmalarda sadece davacı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, hizmet tespiti davasının kamu düzenini ilgilendirdiği dikkate alınarak açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten, davalı işyerinin kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı belirlenmeksizin, davalı işyerine ait dönem bordroları getirtilmeden, yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen niteliğe sahip olup olmadığının denetimi yapılamayan davacı tanıklarının beyanları ile sonuca gidildiği ortadadır. Öte yandan davacı adına dava dışı işyeri olan VİNSAN ünvanlı işyerince düzenlenmiş 15/09/1988 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği anlaşılmakla davacının dava dışı bu işyerinde gerçek ve fiili çalışmasının olup olmadığı hususu araştırılarak bu işyerinde geçen hizmetinin tespit edilmesi halinde dava dışı bu işyerinde işe başlama tarihi öncesi davalı işyerinde geçen hizmet tespiti isteminin hak düşürücü süre nedeniyle kabul edilemeyeceğinin göz önünde bulundurulması gerekir.
Yapılacak iş, ihtilaf konusu dönemi kapsayan davalı işyerine ait tescil belgelerinin, dönem bordrolarının, ücret bordrolarının, puantaj kayıtlarının getirtilerek bu sürelerde çalışan davalı işyerinin bordrolu tanıklarının beyanlarına başvurmak, dinlenen tanıkların beyanları ile yetinilmemesi ya da adreslerine ulaşılamaması halinde oluşabilecek çelişkiyi gidermek bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, ihtilaf konusu dönem içerisinde dava dışı VİNSAN ünvanlı işyerinde geçen hizmetinin olup olmadığı yönünde aynı doğrultuda araştırma yapmak ve dosya kapsamı toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.