Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21558 E. 2015/15906 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21558
KARAR NO : 2015/15906
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2012/349-2014/142

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/10/1986 tarihinden itibaren 3 ay çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 10/10/1986 tarihinden itibaren 3 ay süre ile çalıştığının tespitine ilişkindir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/11/1986 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, sigorta sicil kartında da işe başlangıç tarihinin 01/10/1986 tarihi olarak belirtildiği, davalı işyerinin 01/11/1986-31/12/1986 tarihleri arasında Kanun Kapsamında olup sulama projesi faaliyetinde bulunduğu, ihtilaf konusu dönem bordrolarında herhangi bir çalışan sigortalı kaydının bulunmadığı, yapılan zabıta araştırması ile Gölbağı gölet sahasına komşu tarla sahiplerinin Mahkeme’ye bildirildiği, ihtilaf konusu dönem içerisinde Yeşiloba Mahallesi’nde görev yapan Muhtar ve azalarına ait bilgilerin Kaymakamlık cevabî yazısı ile Mahkeme’ye bildirildiği, duruşmalarda davacı tanıkları ile kamu tanıklarının dinlenmiş olduğu, davacı tanıklarının davacının davalı nezdinde çalışmalarının olduğunu beyan ettikleri, kamu tanığı olarak Mehmet ve Ayşe oğlu M.. K.. ile Cuma ve Fatma oğlu M.. K..’nın ise davacının davalı nezdinde çalıştığını ancak süresini hatırlamadıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dosya kapsamı toplanan delillerden ve özellikle duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarından, davalı işyerinin Kanun kapsamında bulunduğu tarih olan 01/11/1986-31/12/1986 tarihleri arasında davacının davalı nezdinde çalışması sabit olup Mahkemece kamu tanığı olarak duruşmada dinlenen Cuma ve Fatma oğlu M.. K..’nın beyanı esas alınarak ve yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, Mahkemece davacının davalı işyeri nezdinde 01/11/1986-31/12/1986 tarihleri arasında geçen hizmeti yönünden davacının talebinin kısmen kabulüne karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.