Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21514 E. 2014/26694 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21514
KARAR NO : 2014/26694
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Davacı, eşinden dolayı ölüm aylığı almakta iken aynı zamanda babasından dolayı da ölüm aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; eşinden dolayı ölüm aylığı almakta olan davacının, aynı zamanda babasından dolayı da ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 06.08.2003 tarihinden önce 12.01.1990 tarihinde vefat eden babasından dolayı ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının babasının 12.01.1990 tarihinde vefat ettiği, eşinin ise 20.04.2011 tarihinde vefat ettiği, davacının hem babasının hem de eşinin 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı oldukları anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa kapsamında ölen eş ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden, “evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı öngörürken; aynı maddenin (VI) numaralı bendi, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” halini kabul etmekteyken; 4958 sayılı Yasa’nın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35’inci maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. 68’inci maddenin son cümlesi “evliliğinin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” hükmünü içermektedir. Benzer düzenleme 5510 sayılı Yasa’nın 54’üncü maddesinde de vardır.
Mahkemece, 506 sayılı Yasa’nın 68/VI. Maddesindeki düzenleme de dikkate alınarak Kurum işleminin yerinde olduğu gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 09.12.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y
Davacı 20/04/2011’de vefat eden eşinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamında bağlanmış bulunan ölüm (dul) aylığının yanısıra 12/01/1990’da vefat eden babasından dolayı 506 sayılı Yasa gereğince ölüm aylığının bağlanması talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık, her ikiside 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan aylıkların aynı anda hak edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Yerel Mahkemece 506 sayılı yasayı 4958 sayılı Yasanın 35. maddesi ile değişik 68. maddesinde mevcut şartları aniden ağırlaştırıcı biçimde değişikliğe uğratması üzerine yasada yeni bir düzenleme yapılarak yine aynı yasaya 09/07/2005 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5386 sayılı Yasa ile gecici 91. madde eklenmiştir. Eski mevcut şartlara göre ölüm aylığı bağlanmış kız çocuklarının aleyhinde aniden gelişen olumsuz şartları giderme amaçlı bu Yasa hükmü gözönünde bulundurularak davacının istemi kabul edilmiş ve talep tarihi itibariyle babasından dolayı ölüm aylığı bağlanabileceğine dair kabul hükmü kurulmuştur.
Kanatimce uyuşmazlığın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 68. maddesi değil, bu maddeyi süreli olarak kısıtlayan eden 09/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5386 sayılı Yasa ile eklenen hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
506 sayılı yasaya ve 5386 sayılı Yasa ile eklenen gecici 91 madde yapısal olarak SÜRELİ ve etki alanı KISITLI olan bir yasa olup 68. maddeye göre daha özel hükümler içermektedir. Daha net anlatımla bekar ve çalımayan kız çocuklarına (ölüm nedeniyle dul kalanlar dahil ) hak sahibi olarak birden fazla bağlanmış aylıkların ödenmesine engel yok iken 4958 sayılı Yasa ile “çalışmama ve bu çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almama” ifadeli ağırlaştırıcı şartların getirilmesinden itibaren aniden birçok bekar kız çocuğunun aylığı kesilmiş bulunduğundan veya bağlananlar geri istendiğinden toplumda oluşan olumsuzluklar üzerine yukarıda sözü edilen geçici 91. madde hükmü bu olumsuzlukları gidermek amacıyla yasaya ilave edilmiştir. Bunun anlamı kanun koyucu çok net olarak bu çalışmaların ve çalışmalardan dolayı gelir ve aylık almanın kız çocuğunun “kendi çalışmasından dolayı” bağlanacak gelir ve aylık olduğu hususunu vurgulamış ise de her gecici Yasada olduğu gibi kısmi bir kapsama alanı ortaya koyarak en azından 4958 sayılı Yasanın ani etkisini engellemeyi gözetmektedir. Burada özellik arz eden konu babadan bağlanacak ölüm aylıklarının hak edilmesi için 06/08/2003’ten önce ölümün gerçekleşmiş olması gerekmektedir ayrıca gecici 91. maddenin 1. Ve 2. Fıkralarınde kimlerin aylığa hak kazanabilecekleri ifade edilmişken 6. Fıkrasında ” Bu maddenin 1. ve 2. Fıkrası gereğince aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık ve gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olunması gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06/08/2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usullerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır.
Bu maddenin 6. Fıkra hükmü 31/12/2005 tarihine kadar uygulanır.” Denilerek bu tarihin esasen 31/12/2005 tarihine kadar uzadığını kabul etmek mümkündür. Diğer yandan ölüm aylıklarında hangi yasaların uygulanacağını belirleyen unsur, murisin ölüm tarihindeki yasa hükümleridir. (Hakkı doğuran olay tarihindeki yasa)
Somut olaya gelince davacının babası SSK sigortalısı 12/01/1990’da vefat etmiş olsa da gecici 91. madde gereğince ölüm aylığını hak etme tarihi diger şartlar da mevcut olmak kaydıyla (dul veya bekar olmak ve çalışmamak, bu çalışmalardan dolayı gelir ve aylık almamak) 06/08/2003 tarihine hatta son fıkra gereğince 31/12/2005 tarihine kadar uzayabildiğinden davacının babasından dolayı ölüm aylığını bu tarihten sonra eşinin ölümü üzerine şartlar oluştuğu için geç talep etmede sakınca yoktur.
Doğal olarak 31/12/2005 tarihinden sonraki vefat olaylarında (süre 09/05/2007 tarihli 5655 sayılı Yasa ile 31/12/2007’ye kadar uzatılmıştır.) 506 sayılı Yasanın 68. maddesinin VI. fıkra hükümlerinin uygulanacağı açıktır.Daha sonrasında ise 5510 sayılı Yasa’nın 54. Madde hükümleri yürürlüğe ğirinceye kadar aylık bağlama için anılan maddenin şartları aranacaktır. 01/10/2008’den sonrasında ise 5510 sayılı Yasa hükümleri devreye girecektir. Bu nedenle 5386 sayıılı Yasa ile getirilen unsurların çok özel ve sınırlıdır.
5386 sayılı yasa ile getirilen geçici 91. madde hükümleri 506. sayılı yasanın 68. maddesine ilga etmemekte ancak uygulamasında zaman sınırlaması getirmektedir. Üstelik dul ve yetim aylıklarının mutlaka farklı Sosyal Güvenlik Kurumlarından bağlanması gerektiğine dair açık bir hüküm yasalarda mevcut değildir. Somut olaya göre Sosyal Güvenlik Kurumunun aylık bağlama şartları her defasında yeniden değerlendirmesi gerekmektedir. Dul aylığını bağlayan kurum ile yetim aylığını bağlayacak farklı Kurumlar olacak diye bir ibare geçici 91. maddede yer almamaktadır. Ancak 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinde sigortalının şahsına dair bağlanacak aylık ve gelirlerin birleştirilmesi hallerinde hükümde tadaat ettiği şekilde uygulamanın yapılması zorunlu bulunmaktadır.
Bu nedenle Yerel Mahkeme bütün unsurlarıyla isabetli olup temyiz incelemesi sırasında yüksek daire çoğunluğunca 506 sayılı Yasaya eklenen geciçi 91.Maddenin somut olayla bağlantısı eksik değerlendirmeye alındığından hükmün onanması yerine bozulması yolundaki çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.