Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21513 E. 2014/25883 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21513
KARAR NO : 2014/25883
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2012/222-2013/198

Davacı, 03/11/2009 tarihli dilekçesinin tahsis talebi olduğunun tespiti ile 20/05/2009 tarihinde emekliliğe hak kazandığına, tahsis bağlanmasına, mümkün olmadığı takdirde eksik ve yanlış bilgi verilmesi nedeniyle alınamayan emekli aylıklarının ve fuzulen ödenen primlerin miktarı belirsiz olduğundan hakkın tespiti ile 20/05/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 03/11/2009 tarihli dilekçesinin tahsis talebi olduğunun tespiti ile 20/05/2009 tarihinde emekliliği hak ettiğinin tespitine, tahsis bağlanmasına, mümkün olmadığı takdirde eksik ve yanlış bilgi verilmesi nedeniyle alınamayan emekli aylıklarının ve fuzulen ödenen primlerin miktarı belirsiz olduğundan hakkın tespiti ile davalıdan 20/05/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurum’dan tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/12/2009 tarihi itibariyle emekli olmaya hak kazandığının ve bu tarih itibariyle kendisine maaş tahsisi gerektiğinin tespitine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Davanının yasal dayanağının oluşturan 506 sayılı Yasa’nın Geçici 81. maddesi gereğince davacının yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için davacının öncelikle tahsis talebinde bulunması ve Yasa’da belirtilen prim ödeme gün sayısı ve yaş şartını yerine getirmesi gerekmektedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 03/11/2009 tarihinde “isteğe bağlı sigorta primini ödediğini, isteğe bağlı sigortalılık primini ödediği tarihler ile emekli aylığına hak kazanabilmek için hangi tarihte prim ödemesinin sona ereceği” ne ilişkin olarak tarafına bilgi verilmesi talebini içeren belgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, Kurum tarafından davacıya cevap olarak 16/11/2009 tarihli yazı ile “01/07/1988 tarihli işe giriş başlangıcına göre 30/09/2008 tarihine kadar 4050 gün sigortalılığının olduğu”nun hatalı olarak bildirildiği, davacının 01/07/1988- 30/09/2008 tarihleri arasında isteğe bağlı SSK’lı sigortalılık süreleri de dahil olmak üzere toplam 5644 gün SSK lı hizmetinin bulunduğu, 01/10/2008-22/06/2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’dan doğan Bağ-Kur hizmetinin bulunduğu, 03/01/2012 tarihinden itibaren de tekrar SSK’lı hizmetinin başladığı, 19/11/2012 tarihli dilekçe ile 20/05/2009 tarihinden itibaren emeklilik işlemlerinin başlatılmasını Kurum’dan talep etmesi müteakip Kurum tarafından kendisine 01/04/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlandığı, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya ibraz olunduğu, işbu davanın 30/04/2012 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için davacının tahsis talebinde bulunması ve 506 sayılı Yasa’nın Geçici 81. maddesinde yer alan koşulları taşıması gerekir. Her ne kadar yaşlılık aylığı için aranan 506 sayılı Yasa’nın 81.maddesindeki şartlar davacı açısından oluşmuşsa da davacının Kurum’a 03/11/2009 tarihinde yapmış olduğu başvurusu bilgi amaçlı olup yaşlılık aylığını talep etme iradesini açıkça ortaya koymadığından tahsis başvurusu olarak kabul edilemez. Mahkemece tahsis talebinin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, Kurum’a yazılı tahsis talebi bulunmayan davacıya 01/12/2009 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiği şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.