Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2149 E. 2014/13345 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2149
KARAR NO : 2014/13345
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2010/707-2013/710

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, sigortalının iş kazası sonucu vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş Sadet ve davacı çocuk Muharrem’in maddi tazminat isteminin Kurumca bağlanan gelirlerle karşılandığından reddine, davacı anne Zeynep’in maddi tazminat isteminin kabulü ile toplam 9.860,63 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL sinin kaza, bakiye 8.860,63 TL sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı eş yararına 8.000,00 TL, davacı çocuk yararına 15.000,00 TL, davacı anne yararına 7.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihinden itibarin işleyecek yasal faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı sigortalının dava dışı A.Petrol Hurda. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait işyerinde bekçi olarak çalışmakta iken 31.12.2004 tarihinde sobaya dökülen yanıcı maddenin alev alması sonucu çıkan yangında vefat ettiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun ve işverenin dava dışı A. Petrol Hurda. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. olduğunun tespit edildiği, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/42 esas 2010/244 karar sayılı dosyasında davalı O.. B..’ın işyeri sahibi olduğu kabul edilerek taksirle ölüme neden olma suçundan erteli adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği, Ceza Mahkemesince alınan 31.05.2007 tarihli Avukat Bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda Çevre ve Orman Müdürlüğünce düzenlenen 09.08.2004 tarihli lisans belgesinde dava dışı A.Petrol Hurda. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarının davalı O.. B.. ile dava dışı A.A. ve C.B. oldukları belirtildiğinden, bu kişilerin işveren kabul edilerek zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde işverenlerin % 30, maktüllerin % 70 oranında
kusurlu bulunduklarının belirtildiği, yine Ceza Mahkemesince alınan 21.06.2007 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda dava dışı A. Petrol Hurda. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti.yetkililerinin % 50, maktüllerin % 50 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, Konya 2. İş Mahkemesince dosyada kusur raporu alınmadan ceza davasında alınan 31.05.2007 tarihli Avukat Bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunun hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, Mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
İş mahkemeleri, 5521 sayılı Yasa ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5521 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur: a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan kaynaklanmalıdır.
İşveren vekili “işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimse” olduğundan doğrudan temsil yetkisinin doğal sonucu olarak, işveren adına yaptığı işlemler nedeniyle işveren vekilinin işçilere karşı özel hukuktan doğan bir hukuki sorumluluğu bulunmamaktadır.
Türk Medeni Yasası’nın 50. maddesinde tüzel kişilerin organlarının hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olacakları bildirilmiştir. Tüzel kişilerin borçlarından ötürü organlarının veya temsilcilerinin kişisel kusurları dışında şahsen sorumlu olacaklarına dair bir yasal düzenleme bulunmadığından, işkazası ve meslek hastalığı nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, olayın meydana gelmesinde kişisel bir kusuru bulunmayan işveren vekilinin bu sıfatla hukuki sorumluluğuna gidilemez. Bu nedenlerle, zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde kişisel kusuru bulunmayan işveren vekiline yalnız bu sıfatı nedeniyle husumet yöneltilemez.
Somut olayda, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın tahkikat raporunda işverenin dava dışı A.Petrol Hurda. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. olduğu yönünde tespiti varken, davalı O.. B..’ın hangi nedenlerle işyeri sahibi kabul edildiği belirtilmediğinden ve dava dışı şirkete ait ticaret sicili kayıtları, işyeri belgeleri, vergi kayıtları vb. hususlar araştırılmadığından davalı O.. B..’ın işveren veya vekili olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Yapılacak iş; müteveffa sigortalının kaza tarihindeki işverenin ve davalı O.. B..’ın işveren veya vekili olup olmadığı araştırılarak, davalının işveren veya vekili olmadığının tespiti halinde 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve gerekse İş Kanunu 1.maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözüm yerinin İş Mahkemeleri değil Genel Mahkemeler olduğu dikkate alınarak görevsiz kararı verilmesinden ibarettir.
Davalı O.. B..’ın işveren veya vekili olduğunun tespiti halinde ise;
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında sigortalının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Ayrıca, Borçlar Kanununun 53. maddesine göre hukuk hakimi kusur olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir.Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar.
Yukarıda belirtilen açıklamar doğrultusunda, Ceza Mahkmesince alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağı dikkate alınarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu İş Kanununu’nun 77. maddesinde belirtidiği biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine
10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.