Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21413 E. 2014/28579 K. 29.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21413
KARAR NO : 2014/28579
KARAR TARİHİ : 29.12.2014

MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2014
NUMARASI : 2013/628-2014/122

Davacı, ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının dava dışı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olmadığı, üst düzey yönetici olmadğı, ödeme emrinde belirtilen borçlardan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davanın yedi günlük hak düşürücü süre içerinde açıldığı, davacının dava dışı V. Mağazacılık A.Ş.’nin 10/03/2010 tarihli ana sözleşmesiyle Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildiği, 17/12/2010 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı neticesinde de Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu üyleliği görevinin son bulduğu, dava konusu 2012/27346 ve 2012/27347 takip sayılı ödeme emirlerindeki prim ve işsizlik sigortası primi borçlarının 2010/12. ayına ait olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum’a karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesinde de Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
Öte yandan, 6183 sayılı Yasa’nın Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu başlığını taşıyan mükerrer 35. maddesinde de, ( Ek madde: Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md. ) ” Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden
önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme
borçlusuna rücu edebilirler.
(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/4 md.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/4 md.) Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz. ” hükmü düzenlenmiştir.
Burada yeri gelmişken, 6183 sayılı Yasa’nın (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md. ) ile eklenen mükerrer 35/5. maddesinde düzenlenen “borcun doğduğu ve ödenmesi gerektiği zaman” kavramına değinmek gerekir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11, 12, 80, 86, 88 ve 90 ıncı maddeleri ile 12/05/2010 tarihli 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri doğrultusunda işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulama esaslarını düzenleyen 01/09/2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşveren Uygulamaları Tebliği’nin, “Kanunun 4 üncü Maddenin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar Yönünden Primlerin Ödenme Süreleri ve Usulleri” başlığını taşıyan 2.4 maddesinde, “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonunda ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olan davacının, 6183 sayılı Yasa’nın (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md. ) ile eklenen mükerrer 35/1. maddesi gereğince şirketten tahsil edilemeyen borçlardan şirket yöneticisi olduğu da gözönünde bulundurularak sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, burada getirilen sorumluluğunun kusura dayalı bir sorumluluk olmadığı, Yasaya dayalı bir sorumluluk getirdiği anlaşılmaktadır. Sorumluluk için borcun doğduğu dönemde yönetici olmak yeterlidir. 30/12/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre davacının 17/12/2010 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı neticesinde de Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu üyleliği görevinin son bulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının şirket yöneticiliğinden ayrıldığı 17/12/2010 tarihi itibariyle, 6183 sayılı Yasa’nın (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md. ) ile eklenen mükerrer 35/1. ve 35/5. maddeleri gereğince davaya konu 2012/27346 ve 27347 takip sayılı ödeme emirlerinin 2010/12. ayına ilişkin prim ve İSP borçlarından sorumlu olacağı gözardı edilerek, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.