Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/2128 E. 2014/18354 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2128
KARAR NO : 2014/18354
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2010/454-2013/623

Davacılar murisi iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 215.523,23 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ve davalılar vekillerince istenilmesi ve davalılar vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23/09/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı T.. Genel Müdürlüğü Vek. Av. S.. K.., Y..Tek İnş. Vek. Av. F.. P.. ile davacı D.. Ş.. adına Vek. Av. S.. A.., Birleşen dava davacıları adına Vek. Av. A.. O.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, ölenin olayda kusurunun bulunmadığının belli olmasına ve özellikle davalılar arasındaki kusur dağılımının kendi aralarında görülmesi muhtemel rücu davasında yeniden değerlendirilmesinin keza davacılardan D.. Ş..’nın maddi zararının 87.088,03-TL yerine 88.088,03-TL yazımı suretiyle yapılan yazım hatasının HMK’nun 304. maddesi gereğince mahallen düzeltilmesinin mümkün bulunmasına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre davacı D.. Ş.. vekili ile davalılar vekillerinin tüm birleşen dava davacıları S.. K.. ve arkadaşları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 17.05.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın davacılardan anne S.. K.. ile baba S.. K.. bakımından az takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasında sigortalının kusurun bulunmadığı asıl ve alt işveren olan davalıların toplam olarak %100 oranında kusurlu eylemleri sonucunda kazanın meydana geldiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar
paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacılardan anne S.. K.. ile baba S.. K..’dan her biri yararına hüküm altına alınan 15.000,00’er TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatların takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle davacı anne ile baba yararına manevi tazminatların az takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, birleşen dava davacıları S.. K.. vs.yararına takdir edilen 1.100.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.