Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/21090 E. 2014/23693 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21090
KARAR NO : 2014/23693
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2008/327-2013/516

Davacı, geçirdiği rahatsızlık nedeni ile iş gücünün % 80’nin kaybettiğini belirterek 04/07/2007 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin ksımen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya 4.7.2007 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacıya 27.8.2010 tarihli ATK raporunu takip eden aybaşı olan 1.9.2010 tarihi itibariyle maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 25, 26 ve 27. maddesidir. Anılan yasanın 25. maddesinde; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “…çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği…” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 4.7.2007 tarihinde davalı Kuruma başvurarak malûllük sigortası hükümlerine göre aylık tahsis isteminde bulunması üzerine, iş gücünü % 60 oranında kaybetmediğinden bahisle Kurum tarafından reddedildiği, SSYSK tarafından düzenlenen 20.1.2010 tarihli rapora göre, davacının işe girmeden önce rahatsızlığı olduğu için maluliyet sigortasından yararlanamayacağının belirtildiği, ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27.8.2010 tarihli ise sigortalının meslekte kazanma gücünün %100 ünün kaybetdiğinin ve ilk şizofreni teşhisinin Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 7.11.2001 tarih ve 136 sayılı Sağlık Kurulu raporu olduğu ancak bundan ne kadar önce hastalığının başladığının belirlenemediğinin belirtildiği, davacının 14.4.1997-1.5.2007 tarihleri arasında 1263 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının bulunduğu anlaşılmış, davacının 30.3.2007 tarihinde askerlik süresini borçlanmak için Kuruma başvurduğu ancak borcu ödeyip ödemediği dosya kapsamından anlaşılamamıştır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece, 5510 sayılı Yasa’nın 26. maddesi uyarınca 1800 gün prim ödeme günü bulunmayan davacıya hükümde yazılı şekilde yaşlılık aylığı bağlanması şeklinde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının askerlik borçlanmasına ilişkin borcu ödeyip ödemediği davalı Kurumdan sorulup, ödediğinin anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne karar vermek, ödemediğinin anlaşılması halinde ise, davacıya maluliyet aylığı bağlanması için gerekli olan prim ödeme gün sayısını doldurmadığından davanın reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.