Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/210 E. 2014/22396 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/210
KARAR NO : 2014/22396
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/990-2013/1526

Davacı, ölüm aylığının kesilmesine ve 01/11/2008-30/10/2012 dönem aylıklarının geri istenmesine ilişkin kurum işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve iadesini talep eden kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 07/07/2000 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, davacıya, başvurusu üzerine 1974 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davacının yeğeni olan B.. E..’in ihbarı üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 08/06/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre; Cumhuriyet Mah. K.. K.. Cad. No:../.. Polatlı/Ankara adresinde yapılan araştırmada, belirtilen adresin boş olduğunun ismini vermekten imtina eden bir kişi tarafından bildirildiği, kapının üzerinde “Ö..-M.. T..r” isimlerinin bulunması nedeni ile sorulduğunda, ismini vermek istemeyen kişinin, bu adreste davacının, eski eşi ile kızlarının birlikte yaşadığını belirterek, imzadan imtina ettiği belirtilmiş olup,aynı apatmanda 6 numarada oturan D.. K.. ve S.. D.. ile 7 numaları dairede oturan K.. E..(Bol) isimli kişilerin de 1 numaralı dairede davacı , eşi İbrahim ve kızlarının uzun zamandır yaşadıklarını beyan ettikleri tespit edilmiştir. Mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının davacının eski eşinden ayrı olduğunu, kızları ile birlikte yaşadığını bildirmişler; kontrol memuru tarafından beyanları alınan tanıklar D.. K.. S.. D.. ile K.. E..(Bol)’in ise mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirdikleri, eylemli birlikte yaşamın olmadığı yönünde ifade verdikleri tespit edilmiş olup, ihbarcı olan B.. E..’in de tanık sıfatı ile alınan beyanında, yanlış duyum üzerine teyzesi olan davacıyı ihbar ettiğini, davacının, eski eşi ile birlikte yaşamadığını sonradan öğrendiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, beyanı alınan apartman sakinlerinin davacı ve eski eşinin boşandığından haberdar olmadıklarının anlaşılması ve uzun zamandır birlikte yaşadıklarını beyan etmeleri, mahkeme huzurunda ise haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirmeleri nedeni ile, kontrol memuruna verdikleri beyanların hükme esas alınması gerektiği hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.