Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20985 E. 2015/16543 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20985
KARAR NO : 2015/16543
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 26. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2013/178-2014/227

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/10/1999-01/01/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine, bu çalışmalarının diğer hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.10.1999-13.06.2011 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına 28.02.2008 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, davalı işyerinin 14.02.2001 tarihinden itibaren kanun kapsamına alındığı, davacının 08.08.2001-08.04.2002 tarihleri arasında dava dışı 11028414 sicil numaralı işyerinden, 28.02.2008-13.06.2011 tarihleri arasında davalı işyerinden hizmetinin bildirildiği, davalı işyerinde 28.02.2008 tarihinde düzenlenen işyeri durum tespit tutanağında davacının işyerinde çalıştığının tespit edildiği, işe giriş tarihini 28.02.2008 olarak beyan ettiği, ayrıca 27.12.2005 ve 25.04.2006 tarihli tutanaklarda davacının ismine işyerinde çalıştığı tespit edilenler arasında rastlanmadığı, tanık beyanlarının hüküm kurmaya yeterli mahiyette olmadığı gibi tanık sözleri arasında çelişki bulunduğu da anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, 27.12.2005; 25.04.2006 ve 28.02.2008 tarihlerinde davalı işyerinde yapılan denetimlere ilişkin evrakları davalı Kurumdan getirterek, denetimler sırasında çalıştığı tespit edilenlerin tanık olarak ifadelerine başvurmak, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, beyanı alınan tanıkların hizmet cetvellerini davalı Kurumdan getirtmek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan M.N.A Tekstil San. Tic. Ltd. Şti’ne iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.