YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2094
KARAR NO : 2014/9450
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2009/1189-2013/725
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava dilekçesi ile davalıya ait çocuk yurdunda temizlik ve bulaşık işlerinde çalışan davacının sabah kahvaltısı için çay demlerken üzerine sıcak su dökülmesi sonucu iş kazası geçirdiği iddia edilerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, bayram ve tatil ücreti ile iş kazası nedeniyle 300,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, Mahkemece işçilik alacaklarına dair taleplerin tefrik edildiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 16.02.2012 tarih ve 2012/31-BY sayılı raporunda davalı işyerinde iddia olunan kazaya ilişkin bir tespit yapılamadığından iş kazası niteliğinde olmadığının belirtildiği, 12.04.2013 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile HMK’nun 176 vd. maddeleri gereğince davanın ıslahına ve davacının işyerinde geçirmiş olduğu çaydanlık devrilmesi sonucu yanık eyleminin iş kazası niteliğinde bulunduğunun tespiti ile davanın Kuruma ihbar edilerek 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, Mahkemece 27.06.2013 tarihli duruşmada 1 nolu ara karar ile davacı tarafa iddia edilen olayın iş kazası olup olmadığının tespiti için dava açmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre zarfında dava açılmadığı takdirde hakkından sarf- nazar etmiş sayılacağına ihtarına karar verildiği, davacı vekilince sunulan 05.07.2013 tarihli dilekçe ile davayı 12.04.2013 tarihli dilekçe ile ıslah ettiklerini olayın iş kazası niteliğinde olduğunun tespiti ile manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, bu nedenle taleplerin bir arada yürütülemeyeceğini karar verilir ise celse arası tefrik işlemi yapılmasına, bu talebin reddi halinde ayrı bir dava açmak gerekiyorsa verilen kesin süresinin ara karardan itibaren başlatılmasına, bu talebin kabulü halinde 27.06.2013 tarihli duruşmadaki 1 nolu ara karardan rücu edilmesine karar verilmesini talep edildiği, gerekçede olayın iş kazası niteleğinde olduğuna dair bir veriye ulaşılamadığı ve davacı vekilinin kesin süre içinde iş kazası tespitine dair dava açmadığından davanın reddine karar verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’ nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah kurumu, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıalarını, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Yapılacak iş; davacı tarafın 12.04.2013 tarihli ıslah dilekçesinde dava konusu olayın iş kazası niteliğinde olduğunun tespitine ilişkin talebi ile 05.07.2013 tarihli açıklama dilekçesi dikkate alınarak olayın iş kazası olduğunun tespitine dair talebine değer verilerek, iş bu davada Kurumun da taraf olması gerektiğinden bu dosyadan tefriki ile sonucunun HMK’nun 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılarak olayın iş kazası olmadığının tespitine karar verilmesi halinde şimdiki gibi karar vermek, iş kazası olduğunun tespitine dair karar verilmesi halinde davanın esasının incelenerek bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.