Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20938 E. 2015/16536 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20938
KARAR NO : 2015/16536
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/08/2014
NUMARASI : 2013/1410-2014/498

Davacı, 13.08.2012 tarihinden itibaren aylık net ücretinin 6.500.00 TL olduğunun ve bildirimin buna göre yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 13.08.2012-12.10.2012 tarihleri arasında aylık 6.500 TL net ücretle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
506 sayılı Yasanın 77. maddesinde prime esas ücretler belirtilmiş, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 80.maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre prime esas kazanç olarak gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinden 13.08.2012-05.10.2012 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde davacının projeler koordinatörü olduğunun belirtildiği, ücretinden söz edilmediği, davacının ibraz ettiği e-mail yazışmalarının çıktısından “N. Avcıeri” isimli bir kişiden gelen mailde “brüt ücretinizi bordroda 3000 Lira olarak gösterdim, bu ay Yapı Kredi Bankasına 19 günlük 1426,70 Lira yatırdık, elden 2689,97 Lira olarak pazartesi günü hesabınıza yatırılacak olup istediğiniz banka hesabına eft yapabiliriz” yazılı olduğu, davacının bankalardan gelen hesap özetinden maaş ödemesi açıklaması ile 10.09.2012 de 1426,70 Lira; 25.09.2012 de 1000 Lira; 11.10.2012 de 1.214,19 Lira; 16.11.2012 de 421,70 Lira yapılan ödemelerin dışında “Osman Akın” tarafından 12.10.2012 tarihinde 4284 Lira ve 11.09.2012 tarihinde 2.689 Lira yapılan havalelerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının ibraz ettiği e-mail yazışmalarında adı geçen “N. Avcıeri” ve davacının hesabına havale yaptığı anlaşılan “Osman Akın” isimli kişilerin davalı işyeri ile ilgilerinin olup olmadığının araştırılmadığı, davalı işyeri çalışanı, yetkilileri olup olmadıkları tespit edilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Yapılacak iş, söz konusu kişilerin davalı işyeri çalışanı olup olmadıklarını araştırıp tespit etmek, davalı işyeri ile ilgilerinin olmadığı anlaşıldığı takdirde öncelikle davacının yaptığı işi somutlaştırıp netleştirmek, davalı işyerinin defter ve kayıtlarını getirterek incelemek, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile işyerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek, davalı işverenin bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanına başvurmak, davacının davalı işyerinde tam olarak ne iş yaptığını, görevinin ne olduğunu sormak, işverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde durmak, davacının nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını belirlemek, davalı Kuruma bildirilen ücretle çalışmasının olağan olmadığının belirlenmesi halinde, işverenin aynı pozisyondaki işçilere ödediği ücretlerin gerçeğe uygun olup olmadığını değerlendirmek, bu bildirimlerin gerçeğe uygun olduğunun anlaşılması halinde, bu ücretleri esas almak, aksi takdirde benzer işi yapan işyerlerinden gerektiğinde ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yapmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.