Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20825 E. 2015/16548 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20825
KARAR NO : 2015/16548
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2012/366-2014/207

Davacı, Kurum icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davalının davacı Kurumdan aylık almakta olan dava dışı G… S…sahte hizmet kazandırmakla Kurumu zarara uğrattığından başlatılan 2012/1655 sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Bir hukuksal ilişkinin borç ilişkisi sayılabilmesi için, taraflarına ve konusuna ait iki unsura ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar; hukuki ilişkinin alacaklı ve borçludan oluşması; alacaklının ifasını talep yetkisine sahip olduğu, borçlunun ifa yükümlülüğü altına girdiği “edim” şeklinde ifade edilebilir.
Alacaklı, borç ilişkisinin aktif süjesidir. Borçlu ise, borç ilişkisinden doğan edimi ifayla yükümlü olan, kendisinden edimin ifası istenen kişidir.
Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir. Hukuki bir işlemde açıklanan irade ve hukuka aykırı fiil dışında borç kanundan doğmuş olabilir.
Haksız fiilden doğan sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmakta olup, burada genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır.
Somut olayda, davalının, dava dışı sigortalıya sahte hizmet kazandırdığından bahisle hakkında başlatılan icra takibine itirazının iptaline ilişkin işbu davada uyuşmazlık konusu edimin dayanağı “haksız fiil”dir. Zira davacı Kurum ile davalı arasında sigortalılık ilişkisinden doğan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; davalı ile davacı Kurum arasındaki uyuşmazlığın temelinde sigortalılık ilişkisi bulunmadığından taraflar arasında uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki, “haksız fiil”den kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.