Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20804 E. 2014/25939 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20804
KARAR NO : 2014/25939
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/628-2013/454

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görevsizliğine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava 02.2010 tarihinde davalıya ait ekskavatörlü tarama dubasında kaptan olarak çalışmakta iken kalp krizi sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünün Denizcilik ihtisas Mahkemesine ait olduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar murisinin davalı A. şirketine ait ekskavatörlü tarama dubasında kaptan olarak çalışmakta iken kalp krizi geçirerek öldüğü, ölenle anılan davalı şirket arasında işçi işveren ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık; görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkindir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabidir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan, 4857 sayılı Yasanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Deniz İş Kanununun 46. maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet akdinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Hizmet akdinde ayrıca bir hüküm yoksa dava geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”.
Deniz İş Kanunu 1. Maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bir geminin Deniz İş Kanunu’nun kapsamına girebilmesi için denizlerde, göllerde ve akarsularda çalıştırılması, bu geminin Türk Bayrağı taşıması, geminin yüz ve daha yukarı grostonilatoluk olması gerekir. Maddenin 2. Fıkrasına göre de:
a) Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla olduğu” takdirde, bu gemilerle, bu gemilerde çalışan ve çalıştıranlar Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olacaklardır.
b) İşverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı beş veya daha fazla bulunduğu takdirde” başka bir şart aranmaksızın, başka bir anlatımla geminin grostonilatosuna bakılmaksızın, bu gemi Deniz İş Kanunu kapsamına giren bir işyeri olacaktır.
Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa dahi yüz grostonalitonluk değilse ya da diğer belirtilen istisnai şartları taşımıyor ise bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanamaz. Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler de 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kaldığından, haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
Somut olayda, davalı A. şirketine ait olup Türk Bayraklı ve Türk gemi Sicilinde kayıtlı bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden belli bulunan deniz taşıtında davacılar murisinin kaptan olarak çalıştığı bu nedenle, uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında kalmadığı ortadadır. Ancak davacının çalıştığı deniz taşıtının ve bu taşıta sahip işverenin Deniz İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerekir. Davacılar murisinin çalıştığı ekskavatörlü tarama dubasının kaç grostonalitonluk bir tekne olduğu, 100 grostonu geçip geçmediği, 100 grostonu geçmiyor ise, davacının çalıştığı dönemde davalı donatan-işletene ait kaç gemi olduğu, birden fazla gemi varsa toplam grostonalitolarının 100 grostonu geçip geçmediği, başka gemi yoksa ya da toplam grostonalitolarının 100 grostonu geçmemesi durumunda davalı donatan- işletenin çalıştırdığı gemi adamı sayısının 5 kişiden fazla olup olmadığı araştırılmadan karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere dosyadaki veriler davalıya ait ekskavatörlü tarama dubasında gemi adamı/kaptan olarak çalıştığı anlaşılan kazalının 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi olup, olmadığını belirlemeye yeterli değildir.
Bu nedenle Mahkemece yukarıdaki açıklamalar ve özellikle 854 sayılı Deniz İş Kanununun 1.maddesindeki unsurlara göre gerekli araştırma yapılarak davacının 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi olup, olmadığı belirlendikten sonra Mahkemenin görevi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.