Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20655 E. 2014/25108 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20655
KARAR NO : 2014/25108
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/320-2014/114

Davacı, 1994-2009 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/01/1995 –30/06/1996, 01/01/1998-30/05/1998 ve 27/05/2004- 19/05/2005 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının bazı belgelerde 01/09/1994-31/05/1999 ve 26/05/2004-24/12/2009 tarihleri arası, bazı belgelerde ise, 01/09/1994-31/12/1994, 01/07/1996-31/12/1996 ve 20/05/2005-24/12/2009 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, teslim ettiği ürünlerden Ağustos/1994 tarihinde prim kesintisinin yapıldığı, 2002 yılında ziraat odası kaydının başladığı, 31/05/1999-26/05/2004 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında esnaf Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, sigortalılık süreleri arasındaki çelişkiler giderilmeden ve 1994 yılı dışındaki diğer prim kesintilerine ve ürün teslimlerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olması gerekir. Sürekli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilir.
Yapılacak iş, öncelikle Kurumdan davacının hangi tarihler arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiğini sorup sigortalılık süreleri arasındaki çelişkiyi gidermek, davacının dilekçesinde belirttiği 1994 yılı dışındaki diğer yıllara ait prim kesintisi ve ürün teslimiyle ilgili bilgi ve belgeleri getirtip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.