Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20653 E. 2015/16627 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20653
KARAR NO : 2015/16627
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2011/77-2014/279

Davacı, iş kazasından dolayı maluliyet oranın tespitine ve bu orana göre davacıya gelir bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının malul olduğunun tespiti ve sürekli iş göremezlik geliri bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının iş kazasından dolayı maluliyet oranının % 15 olduğu ve bu orana göre davacıya gelir bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 17.09.2009 tarihinde iş kazasına maruz kaldığı, Kurumun davacının sürekli iş göremezlik geliri talebini, “iş kazası sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oranının %5,2 olduğu, yardıma muhtaç durumda olmadığı, kontrol muayenesi gerekmediği” gerekçesi ile reddettiği, yargılama aşamasında alınan SS Yüksek Sağlık Kurulu’nun 03.11.2011 tarih 78/64188 Karar sayılı raporunda davacının maluliyet oranın % 5,2 olduğu ve kontol muayenesinin gerekmediğine karar verildiği, itiraz üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 21.02.2014 tarih 2439 Karar sayılı rapora göre davacının çalışma gücünün % 15’ini kaybettiğine karar verildiği, Mahkemece bu raporun esas alınarak yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bedensel ve ruhsal arızalar nedeniyle sigortalıya ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi, yasal çerçevede bir raporun alınmış olmasına bağlıdır.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Öte yandan, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun “Adli Tıp Genel Kurulunun görevleri” başlıklı 15/f. maddesinde, Adli Tıp Genel Kurulunun, Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davalı Kurum vekilinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nun raporuna itirazı da dikkate alınarak, YSK raporu ile Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu raporu arasındaki açık çelişkinin giderilmesi için, 28.06.1976 gün ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan görüş alınması gerekir.
Somut olayda, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 03.11.2011 tarih 78/64188 Karar sayılı raporu ile 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 21.02.2014 tarih 2439 Karar sayılı raporu arasındaki maluliyet oranına ilişkin çelişkinin giderilmeden karar verildiği görülmüştür.
Yapılacak iş, H.G.K’nun 05.02.2003 gün ve 2003/21-23 Esas, 56 Karar sayılı kararında da açıkça belirtildiği şekilde, somut olayda Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 03.11.2011 tarih 78/64188 Karar sayılı raporu ile 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 21.02.2014 tarih 2439 Karar sayılı raporu arasındaki maluliyet oranına ilişkin çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınacak rapor ile giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.