YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20598
KARAR NO : 2014/25965
KARAR TARİHİ : 02.12.2014
MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2014
NUMARASI : 2013/368-2014/309
Davacı, 28/11/1983 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 28/11/1983 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının 2000/Kasım ayında Y. Süt ve Ürünleri Ltd.Şt’ne süt vermek suretiyle Bağ-Kur tevkifat kesintisi yapılan kişinin davacı olduğu anlaşılmakla, Bağ-Kur tescilinin 01/12/2000 tarihinden itibaren yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 26/12/2012 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, teslim ettiği ürün bedellerinden 2000/11. , 2001/2., 2005/4, 2006/1. aylar ve 2007 yılında kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan,HMK’nun 297. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar yerinde gösterilmesi gereklidir. Bunun yanında hakim somut olayın özelliğine göre infazda duraksamaya yer bırakmayacak biçimde karar yazmak durumundadır.
Somut olayda, mahkemece davacının 01/12/2000-31/12/2001 ve 01/05/2005-31/12/2007 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti yerinde ise de, 2000/11. , 2001/2., 2005/4, 2006/1. aylar ve 2007 yılı haricinde prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde sigortalılığın sona erdiği tarih gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının 2000/11. , 2001/2., 2005/4, 2006/1. aylar ve 2007 yılı haricinde prim kesintisi ve ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişikn belgeleri getirtmek, bulunmaması halinde davacının 01/12/2000-31/12/2001 ve 01/05/2005-31/12/2007 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.